37 kiloya düştü cezaevinden tahliye oldu
37 kiloya düştü cezaevinden tahliye oldu
Şekip Mosturoğlu başkan oldu
Şekip Mosturoğlu başkan oldu
27 NİSAN E-MUHTIRA
27 NİSAN E-MUHTIRA
Oyuncu Gonca Vuslateri anne oldu
Oyuncu Gonca Vuslateri anne oldu
123456789
37 kiloya düştü cezaevinden tahliye oldu
37 kiloya düştü cezaevinden tahliye oldu
Şekip Mosturoğlu başkan oldu
Şekip Mosturoğlu başkan oldu
27 NİSAN E-MUHTIRA
27 NİSAN E-MUHTIRA
Oyuncu Gonca Vuslateri anne oldu
Oyuncu Gonca Vuslateri anne oldu
123456789

"Mahsa Amini protestoları rejimin kırmızı çizgisini aştı"

İran üzerine çalışmalar yapan dış politika analisti Arif Keskin, Mahsa Amini protestolarının, rejimin kırmızı çizgisini çoktan aştığını ve rejim değişikliğini amaçlayan gösterilere dönüştüğünü ileri sürdü.

Kardelen Eda Demirkıran

ANKARA- İran'da başörtüsü kurallarına uygun örtünmediği gerekçesiyle gözaltına alındıktan sonra hayatını kaybeden Mahsa Amini'nin cenazesinde başlayan protestolar sürüyor. İran'da 80 bölgeye yayılan protestolarda şimdiye kadar 35 kişinin hayatını kaybettiği bildirildi. Protestocular, zorunlu başörtüsü ve kıyafet yasakları başta olmak üzere rejimin dayatmalarına karşı çıkıyor. İran üzerine çalışmalar yapan dış politika analisti Arif Keskin, rejimin kırmızı çizgisinin çoktan aşıldığını belirterek, yaşanan protestoların rejim değişikliğini amaçlayan gösterilere dönüştüğünü ileri sürdü.

"Rejim değişikliğini amaçlıyor"

GAZETE DURUM'a konuşan Keskin, "Gösterilerde atılan sloganlara, yapılan eylemlere bakıldığında rejimin kırmızı çizgisi çoktan aşıldı. İran'ın dini lideri Hamaney aleyhinde sloganlar atılıyor, devletin resmi dairelerine giriliyor. Polisle ciddi şekilde çatışılıyor ve devletin, rejimin kimliğine dönük çok açık ve sert sloganlar atılıyor. Dolayısıyla yaşananlar, rejim değişikliğini amaçlayan bir gösteriye dönüşmüş durumda" dedi.

"Protestolar çok kısa sürede rejim karşıtlığına dönüşüyor"

Keskin, özellikle 2009'dan sonraki süreçte İran'daki protesto gösterilerinin çok kısa sürede rejim karşıtlığına dönüştüğünü ifade etti. Önceden yapılan protestoların daha farklı olduğunu dile getiren Keskin, "Belli bir talep içinde sınırlı kalınıyordu ve o talepler dillendiriliyordu. Çok büyük bir karşıtlık da içermiyordu. Şu an yaşanan protestolar rejim karşıtlığına dönüştü" diye konuştu.

"İran tarihinde bir ilk"

Bu protesto gösterilerinin 1979'dan bu yana İran tarihinde bir ilk olduğunu belirten Keskin, "İran tarihinde ilk defa sosyal yaşama müdahale çerçevesinde gösteri gerçekleşiyor. Daha önce böyle bir şey olmadı. Politik, ekonomik veya bölgesel sorunlar nedeniyle insanlar gösteri düzenliyorlardı. Ama bu defa gösteriler net olarak sosyal yaşama müdahaleyle ilgili" dedi.

"İlk defa kadınlar öncü"

Keskin, Mahsa Amini protestolarının bir dönüşümün habercisi olduğunu vurgulayarak, "Amini protestolarını diğerlerinden ayıran bir diğer önemli nokta, bunun, İran'ın siyasi tarihinde ilk defa kadınlar öncülüğünde kitleselleşmiş bir gösteri olmasıdır. Daha önce kadınlar, siyasal sürecin önemli özneleri olsalar da hep sürecin parçası oldular ve öncü bir pozisyonda değillerdi. Bu kez öncü pozisyondalar. Bu da bir yönüyle İran'daki kültürel, siyasal ve toplumsal dönüşümün habercisi" ifadelerini kullandı.

"Erkek egemen anlayışın dönüşümü"

İran kadınının yeni bir tarih yazdığını kaydeden Keskin, "Bu yönüyle de çok anlamlı. İran toplumu ve devlet arasındaki sürecin nereye doğru gittiğini gözlemliyoruz. Bir taraftan devlet, kadının toplumsal yaşamdaki görünürlüğünü sınırlandırmaya çalışırken; toplum, kadın özgürlüğünden yana protesto düzenliyor. Bu, devlet ve toplum arasındaki ayrışmanın da göstergesi. İran'da siyasal alandaki erkek egemen anlayışın dönüşümünün de habercisidir" dedi.

"Gösterilerin lideri yok"

Protestoların sadece İran İslam Cumhuriyeti'nin rejimiyle ilgili olmadığını ileri süren Keskin, "Toplumsal ve kültürel zihniyetin de o sokaklarda sorgulandığı ve kültürel bir düzen arayışı olduğu da söylenebilir. Bu anlamda da İran tarihinde ilktir. Gösterilerin lideri yok. Herhangi bir politik, ideolojik grubun denetiminde değil. Dışarıyla da herhangi bir bağlantısı yok. Kendiliğinden, o sürece itiraz olarak yapılan bir şey" diye konuştu.

"Farklı motivasyonlar taşıyor"

İşin en ilginç yanının, yaşananların özü itibarıyla "politik bir sorun olmadığı"nı kaydeden Keskin, "İran'daki kadınlar, kılık kıyafetlerini seçtiklerinde "Ben, İran İslam Cumhuriyeti'ni, devletin değerlerini sorgulayacağım" diyerek seçmiyorlar. O giyim kuşamları, farklı motivasyonlar taşıyor. Ama devlet, buna sokakta müdahale ettiği için aslında apolitik olan o insanlar politik sürecin bir öznesini dönüşüyorlar" dedi.

"Amini, apolitik bir insan"

Hayatı incelendiğinde ve ailesinin açıklamaları dinlendiğinde Mahsa Amini'nin apolitik bir insan olduğunun ortaya çıktığını belirten Keskin, şunları söyledi:

"Amini, aslında apolitik bir insan. Vaktinin önemli bir kısmını evde geçiriyor. Sosyal hayatı da sınırlı. Herhangi politik, ideolojik bir oluşumun içinde değil. Sıradan İran kadınlarından biri. Ama böyle bir insan, kılık kıyafeti nedeniyle polisin zorbalığına maruz kalarak bütün bu protestoların merkezine yerleşti. Bu da devletin 1979'dan sonra yarattığı süreçle ilgilidir. 1979'dan sonra "Din devleti kuruyoruz. Din, tüm toplumsal alanı kontrol altına alacak" denildi. Erkek-kadın fark etmeksizin, tüm insanların kıyafetine, yaşamlarına müdahale edilmeye başlandı. İran'da hâlâ kravat yasak. Hâlâ İran televizyonunda müzik aleti yok. Kadınların futbol maçına gitmesi yasak. 1979'dan bu yana süregelen bu sosyal, toplumsal denetimler ve polis müdahalesi, insanlarda çok fazla birikmiş bir rahatsızlığı doğurdu. Dolayısıyla bu protestolar, sadece Mahsa Amini'yle ilgili değil. 1979'dan bugüne biriken toplumsal müdahaleye dönük itirazların dışavurumu."