"Zafiyet ortaya koyarsak lehimize olmaz"

Kardelen Eda Demirkıran

ANKARA- Dünyanın Rusya-Ukrayna Savaşı'na odaklandığı esnada Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Suriye'ye olası kara operasyonu açıklaması geniş yankı buldu. Güvenlik Uzmanı Abdullah Ağar, Türkiye'nin Suriye'de aradığının kalıcı bir sonuç olduğunu belirterek, "Bu kalıcı sonucu bulmak adına Türkiye'nin ortaya koyacağı zamana yayılı bir siyaset ve strateji var. Bu noktada bir zafiyet ortaya koyarsa, sonuçların Türkiye'nin lehine olmayacağını düşünüyorum" dedi.

"Yepyeni bir denklemin başlangıcı"

Suriye'ye düzenlenen Pençe serisi operasyonları GAZETE DURUM'a değerlendiren Güvenlik Uzmanı Ağar, Suriye’de kalıcı çözüme dair denklemin yeniden kurulması adına son derece önemli bir noktaya gelindiğine dikkat çekti. Ağar, "Her şey Türkiye’nin ortaya koyacağı iradeye bağlı. Mesele sadece bazı alanların terör örgütü YPG/PKK’dan temizlenmesi değil. Özellikle İran, İsrail, ABD, Rusya ve bazı Arap ve Avrupa Birliği ülkeleri tarafından çeşitli şekillerde ve saiklerde kullanılan başta terör örgütü YPG/PKK olmak üzere vekil ve asillerle ile ilgili yepyeni bir denklemin başlangıcında olabiliriz. Bunun temel parametreleri de Türkiye’nin varoluşsal hassasiyetleri, Rusya-Ukrayna Savaşı'nın Suriye’ye yansımaları, İran’ın ulaştığı ve ulaşacağı nükleer seviye ile sahadaki kırmızılar üzerindeki etkisi" diye konuştu.

"Hava akınları öncül evre"

Türkiye’nin geçen hafta başlattığı hava akınlarının bu işin öncül bir evresi olduğunu belirten Ağar, "Hava akınları bin 280 kilometrelik Irak ve Suriye sınırları boyunca derinliklere inerek, farklı silahlı ve demografik katmanlar, muhataplar ve alanlar üzerinde pek çok etkiyi amaçlasa da temelde bir kara harekâtının etkinliği, terörist unsurların iradesinin kırılması, harekâtın siyasi ve askeri hedeflerine ulaşması ve minimize edilmek istenen zayiat rakamlarıyla doğrudan ilişkili" dedi.

"Çözüme dair bir etkiye ihtiyaç var"

Olası kara operasyonunun Türkiye'nin ABD ve Rusya ile ilişkilerini nasıl etkileyeceğini değerlendiren Ağar, "Önemli olan Türkiye'nin karşı karşıya kaldığı varoluşsal tehdit. Dolayısıyla bir etki üretmeye muhtacız" diye konuştu. Ağar, sözlerini şöyle tamamladı:

"Türkiye'nin iradesinin üreteceği temel baskı, jeopolitik değeri, Ukrayna Savaşı'nda üretmiş olduğu pozisyonu ve diğer iki ülkeyle kuracağı olası iş birlikleri göz önünde bulundurulduğunda Türkiye, ABD ve Rusya'yı bir çözüme yöneltebilir. Burada bu ülkelerin karşımıza dikildiklerini görüyor olmalıyız. Ama bu sorunu çözemeyeceğimiz anlamına gelmez. Bunun daha farklı paradigmalara yöneltmesi gerekir. Ve bununla beraber çözüme dair bir etkiye ihtiyaç duyarız. Önemli olan, ortaya koyulan irade ve etkinin nasıl bir sonuç doğuracağı. Ve bu sonuç ne kadar Türkiye'nin lehine olacak? Türkiye'nin aradığı kalıcı bir sonuç. Bu kalıcı sonucu bulmak adına Türkiye'nin ortaya koyacağı zamana yayılı bir siyaset ve strateji var. Bu noktada bir zafiyet ortaya koyarsa, sonuçların Türkiye'nin lehine olmayacağını düşünüyorum."