Acil ameliyata alınan Hasan Can Kaya'dan sağlık durumuyla ilgili açıklama geldi
Acil ameliyata alınan Hasan Can Kaya'dan sağlık durumuyla ilgili açıklama geldi
Alaçatı Ot Festivali
Alaçatı Ot Festivali
Prens William, görev başında
Prens William, görev başında
Tom Cruise'nin 10 yıldır görüşmediği kızı
Tom Cruise'nin 10 yıldır görüşmediği kızı
123456789
Acil ameliyata alınan Hasan Can Kaya'dan sağlık durumuyla ilgili açıklama geldi
Acil ameliyata alınan Hasan Can Kaya'dan sağlık durumuyla ilgili açıklama geldi
Alaçatı Ot Festivali
Alaçatı Ot Festivali
Prens William, görev başında
Prens William, görev başında
Tom Cruise'nin 10 yıldır görüşmediği kızı
Tom Cruise'nin 10 yıldır görüşmediği kızı
123456789

Türkiye'nin kuraklık gerçeği

Meteoroloji Genel Müdürlüğü verilerine göre, Marmara Bölgesi’nde bu kasım ayındaki yağışlar uzun yıllar ortalamasına göre yüzde 45, geçen senenin aynı dönemine kıyasla yüzde 38 azaldı. İklim krizi ve insan kaynaklı ekoloji tahribatıyla beraber gelen kuraklık Türkiye’yi etkisi altına aldı. Türkiye’de kuraklığı, nedenleri ve çözümlerini Su Politikaları Derneği'nden İnşaat Mühendisi ve Su Politikaları Uzmanı Dursun Yıldız’la konuştuk.

Cansu Erginkoç

Meteoroloji Genel Müdürlüğü verilerine göre, Marmara Bölgesi’nde bu kasım ayındaki yağışlar uzun yıllar ortalamasına göre yüzde 45, geçen senenin aynı dönemine kıyasla yüzde 38 azaldı. İklim krizi ve insan kaynaklı ekoloji tahribatıyla beraber gelen kuraklık Türkiye’yi etkisi altına aldı. 

Türkiye’de kuraklığı, nedenlerini ve çözümlerini Su Politikaları Derneği'nden İnşaat Mühendisi ve Su Politikaları Uzmanı Dursun Yıldız, GAZETE DURUM'a anlattı. Yıldız, Türkiye’nin yarı kurak ve düzensiz yağış rejimine sahip olduğunu, bunun da coğrafyamızda şiddeti değişmekle birlikte kuraklık riskiyle karşı karşıya olduğumuzu aktardı. Yıldız, kuraklıkta iklim krizinin de etkisini vurguladı.

“İKLİM KRİZİ ETKİSİYLE KURAKLIK ÇOK DAHA TEHLİKELİ OLACAK”

Türkiye’de yağışlardaki değişkenlerin anlamlı bir seyir takip etmediğini, bunun da şiddeti değişmekle birlikte dönemsel olarak kuraklık riskini doğurduğunu ifade eden Yıldız, Türkiye’nin “yağışın yersel değişimi düzensiz olan bir bölgesel kuraklık ülkesi” olduğunu söyledi.

Yıldız, ülkedeki yağış profilinin meteorolojik, hidrolojik ve tarımsal olarak bölgesel kuraklıklar yaşanmasının önünü açtığının altını çizerken, küresel iklim krizinin yağışlar üzerindeki etkisini de vurguladı. Bilim insanlarının iklim krizi uyarısını hatırlatan Yıldız, kurak periyotların iklim kriziyle birlikte daha sık ve şiddetli gerçekleşeceğini, bugüne oranla çok daha tehlikeli olabileceğini aktardı. Yıldız, iklim krizinin yağışın miktar ve dağılımında meydana getirdiği değişikliklerin hem su kaynakları hem de genel yağışa bağımlı kuru tarım üzerinde ciddi etkiler oluşturacağını da ekledi.

"İNSAN KAYNAKLI FAALİYETLER İKLİM KRİZİMİ, İKLİM KRİZİ KURAKLIĞI TETİKLİYOR"

Bilim insanları iklim krizinin insan kaynaklı faaliyetler sebebiyle, atmosferin bileşimindeki değişiklikler sonucu oluştuğunu ileri sürerken Yıldız, bu krizin yağış rejimi üzerindeki etkisinin altını çizdi.  Kuraklıkla iklim krizi arasındaki ilişkiyi açıklayan Yıldız, iklim krizinin yağış rejiminde süre ve miktar olarak değişiklikler yarattığını, buna bağlı olarak kuraklık ve taşkın gibi doğal afetlerin üzerinde etkin olduğunu belirtti. Yıldız, “Önlem alınmazsa kuraklık etkisinin daha da artmasına neden olur” dedi.

“İKLİM KRİZİ VE KURAKLIK ARASINDAKİ BAĞLANTI GÖZ ARDI EDİLİYOR"

Yıldız, iklim krizinin hem küresel hem bölgesel bir dizi etkilerinin ortaya çıktığını ve bu etkilerin gün geçtikte hissedilirliğinin artacağını kaydetti. Bugün Türkiye’de ve dünyada karşılaştığımız aşırı hava olayları da bunu destekliyor. Buna bağlı olarak, gün geçtikçe süresi ve şiddeti artan meteorolojik ve hidrolojik kurak dönemler, arazinin çölleşmesinde artışa neden olabiliyor. İklimbilimcilerin uyarılarını hatırlatan Yıldız, “Ancak iklimbilimciler, iklim değişikliği ve kurak koşullar ile çölleşme arasındaki bağlantı çok açık olmasına rağmen bu boyutun çoğu zaman göz ardı edildiğini ileri sürüyor” dedi.

"KURAKLIK COĞRAFİ BİR GERÇEK ANCAK KURAKLIĞI ARTTIRAN FAKTÖRLER 'İNSAN' KAYNAKLI"

Kuraklığa etki eden faktörlerin arasından atmosferik özellikler, fiziki coğrafya faktörleri ve iklim koşullarının altını çizen yıldız, “Türkiye’nin deniz seviyesi ile 500 m arasında kalan alçak alanları ancak %17,5 kadar iken, 1000 m'den daha yüksek alanları ülke yüzölçümünün %55’ten fazlasına tekabül etmektedir. Ülkemiz, coğrafi konumu ve yapısı sebebiyle çok farklı iklim bölgelerine ve mikroklima alanlarına sahiptir. Ülkemizin coğrafik ve topografik özellikleri nedeniyle iklim ve bilhassa tarımsal üretimde en önemli etkiye sahip olan yağış faktörü, zamansal ve mekânsal olarak büyük değişimler göstermektedir” dedi.

“KURAKLIK SİNSİ BİR TEHDİTTİR”

Hemen her gün ülkenin bir yerinden göllerin kuruduğu haberi gelirken diğer yandan akarsu ve nehirlerde kirlilik kendini gösteriyor. Bugün Büyük Menderes’in suyu fabrika atıkları nedeniyle siyaha bürünmüş durumda. Hal böyle olunca hem sualtındaki canlı yaşamı etkileniyor hem de kuraklık tetikleniyor. 

Yıldız, kuraklığın nedeni olarak ülkenin coğrafi konumu ve yapısı nedeniyle değişen yağış faktörünü vurgularken, kuraklık etkisinin daha da artmasının nedeni olarak dikkat edilmesi gerekenleri sıraladı: “Su kaynaklarının aşırı kullanımı, kirletilmesi, arazi ve su kaynakları planlamasındaki eksiklikler, mevcut suya göre ürün deseni seçilmemesi, tarımda vahşi sulama yöntemleri gibi yanlış kullanımları...”

Su Politikaları Uzmanı Yıldız kuraklığın uzun vadede ortaya çıkan, genellikle yavaş gelişen bir afet olduğunu belirterek, kuraklık başladıktan sonra alınacak önlemlerin etkisinin kısıtlı olacağını vurguladı.

SÜREKLİ TAKİP EDİLMESİ GEREK

Türkiye’de ve dünyada iklim kriziyle ve küresel ısıtmayla birlikte kuraklığın etkisinin giderek arttığı ortaya kondu. Bu noktada Yıldız, risk yönetiminin 'hayati' önemi üstünde durdu:

“Risk yönetimi; belirsiz olayların etkilerini minimize etmek amacıyla gerekli faaliyet ve kaynakların planlanması, örgütlenmesi ve kontrol edilmesidir. Ancak alınacak hiçbir önlem tek başına tüm riskler için yeterli olmayabilir. Bu nedenle örneğin tarımsal kuraklık riski yönetimi için alınacak önlemler, nehir havzası ölçeğinde kuraklık eylem planlarının oluşturulması, tarımsal üretim deseninin çeşitlendirilmesi, zararı azaltıcı teknolojik gelişmelerden yararlanma, basınçlı sulama sistemlerinin kullanılması, kuraklığa karşı dayanıklı ürün çeşitlerinin geliştirilmesi şeklinde sıralanabilir.”

“HALKIN FARKINDALIĞI ARTTIRILMALI”

Yıldız, 2017 yılında yayımlanan Ulusal Kuraklık Yönetimi Stratejisi Belgesi ve Eylem Planı’na değindi: “Bu belge ve plan doğrultusunda kuraklık yönetimine ilişkin ilgili kurumlarla iş birliği ve koordinasyon sağlanmalı” dedi. Belgede kuraklık öncesi, kuraklık esnası ve kuraklık sonrası alınacak olan önlemler ile kuraklığın olumsuz etkilerini azaltmak, kuraklık yönetiminde teknik ve ekonomik araçlar geliştirerek kurumsal kapasiteyi güçlendirmek ve halkın kuraklık konusunda farkındalığını arttırmak konusunda hedefler ve eylemler yer alıyor.

Yıldız buna ek olarak 2012 yılında yayınlanan ve 2022 yılında yenilenen bir yönetmelikle kurulan Tarımsal Kuraklık Yönetimi'nin il merkezlerinden oluştuğunu, bu kurumsallaşmanın nehir ve tarım havzaları ölçeğine taşınması gerektiğini de ifade etti.

PEKİ ÇÖZÜM NEDİR?

Kuraklıkla ilgili Dünya’daki örnek çalışmalara da değinen Yıldız, “Avustralya ve AB ülkelerinde etkili bir mücadele veriliyor” dedi. Avustralya’nın entegre nehir havzasına geçtiğini söylen Yıldız, ABD’nin Kaliforniya Eyaleti’nin de uzun yıllardır kuraklıkla mücadele ettiğini kaydetti. Yıldız, bu ülkelerdeki mücadele uygulamalarını şöyle ifade etti: “Bu ülkelerdeki kuraklıkla mücadele uygulamaları, kuraklıkla mücadele için risk yönetimini öne çıkartıyor. Bu konudaki çalışmalar nehir havzası ölçeğinde entegre planlama yapılarak, teknoloji destekli şekilde ve katılımcı bir anlayış ile gerçekleşiyor.”