Ücretsiz olacak başvurular başladı
Ücretsiz olacak başvurular başladı
Türk oyuncular Cannes'da
Türk oyuncular Cannes'da
Meryl Streep'in gözyaşları
Meryl Streep'in gözyaşları
Boşandı, daldan dala konuyor
Boşandı, daldan dala konuyor
123456789
Ücretsiz olacak başvurular başladı
Ücretsiz olacak başvurular başladı
Türk oyuncular Cannes'da
Türk oyuncular Cannes'da
Meryl Streep'in gözyaşları
Meryl Streep'in gözyaşları
Boşandı, daldan dala konuyor
Boşandı, daldan dala konuyor
123456789

Merkez Bankası'nın faiz kararı ne olacak?

İktisatçı Prof. Dr. Erinç Yeldan, Merkez Bankası'nın politika faizinde bir kez daha indirimine gideceğine işaret ederek, “Merkez Bankası'nın Para Politikası Kurulu'nda aldığı kararların önemi kalmadı. Merkez Bankası, enflasyonla mücadele ve Türkiye ekonomisinin para politikası yoluyla istikrara kavuşması konusunda bütün müdahale araçlarını elinden çıkarmış ve havlu atmış vaziyette” dedi.

Deniz Dalgıç

ANKARA – Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK), perşembe günü saat 14.00'te faiz kararını açıklayacak. Kadir Has Üniversitesi Ekonomi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Alp Erinç Yeldan, Merkez Bankası'nın politika faizini bir kez daha indireceği tahmininde bulunarak, “Merkez Bankası'nın Para Politikası Kurulu'nda aldığı kararların ve ardından yazdığı gerekçelerin önemi kalmadı. Merkez Bankası gerek enflasyonla mücadele gerekse Türkiye ekonomisinin para politikası yoluyla istikrara kavuşması konusunda elindeki bütün müdahale araçlarını elinden çıkarmış ve havlu atmış vaziyette” dedi. Türkiye'nin hiperenflasyona doğru gittiğine dikkat çeken Yeldan, “Bu, Türkiye'nin yavaşlaması anlamına gelecek. Bu yavaşlamayla beraber iç talep gerileyecek. Enflasyon, fiyatlardaki artış hızıdır. Fiyatlar bu hızla artmaya devam etmeyecek. Enflasyondaki baz etkisi nedeniyle olacak gerileme bir başarı öyküsü gibi anlatılacak” ifadelerini kullandı.

Merkez Bankası, Eylül 2021'de faiz indirimlerine başlayarak politika faizini 4 ayda 5 puan düşürerek yüzde 19'dan yüzde 14'e çekmişti. 2022 yılının ilk 7 toplantısında faizde değişikliğe gitmeyen Merkez Bankası, politika faizini yüzde 14'te sabit tutmuştu. Ağustosta politika faizini 100 baz puan indirerek yüzde 13'e çekmişti. TCMB, eylül ayında faizi yüzde 13'ten 12'ye düşürürken gözler, perşembe günü açıklanacak faiz kararına çevrildi. Prof. Yeldan, Merkez Bankası'nın yarın saat 14.00'te açıklayacağı politika faizine ilişkin GAZETE DURUM'a önemli açıklamalarda bulundu. Yeldan'a sorduğumuz sorular ve yanıtları şöyle:

Sizce, Merkez Bankası'nın faiz kararı ne olacak?

Ben bir iktisatçı olarak, Merkez Bankası'nın Para Politikası Kurulu'nda aldığı kararların ve bunların ardından yazdığı gerekçelerin öneminin kalmadığı bir dönemde olduğumuzu düşünüyorum. Merkez Bankası, gerek enflasyonla mücadele gerekse Türkiye ekonomisinin para politikası yoluyla istikrara kavuşması konusunda bütün müdahale araçlarını elinden çıkarmış ve havlu atmış vaziyette. Merkez Bankası artık iktisadi bir politika izlemiyor. Tamamen siyasallaştırılmış bir kurum halinde. Kararlarının ardında yatan sonuçları, mekanizmaları incelemek de iktisatçıların değil siyasetçilerin işi.

Enflasyonun neredeyse hiperenflasyona yani üç haneli düzeye çıktığı bir konjonktürde Merkez Bankası'nın faizi 100 baz puan mı veya daha yüksek oranlarda mı indireceği anlamını yitirmiş bir soru. Öyle ki buna piyasalar dediğimiz kurumlar da artık tepki vermiyor. Ne döviz kurunda ne kredi talebinde veya kredi tahsisatında... Merkez Bankası'nın Para Politikası Kurulu'nda sinyal olarak verdiği cümleler herhangi bir şekilde etkide bulunmuyor. Cumhurbaşkanı'nın talimatları doğrultusunda Merkez Bankası, politika faizi dediğimiz bir haftalık repo faizini teknik anlamda düşürmeye devam edecek. Ama bunun ekonomide ciddiye alındığı ve buna karşı herhangi bir tepki verildiği kanısında değilim. Bu tepki sadece para piyasalarında değil kredi talebi, krediye erişim ve daha uzun vadeli etki yaratacak şekilde sermaye yatırımlarının artırılması, istihdam sahalarının açılması gibi olgulara da herhangi bir etki vermeyecek.

Merkez Bankası faizi indirerek neyi amaçlıyor?

Merkez Bankası'nın enflasyonla mücadelede ciddiyeti yok. Hükümetin de enflasyonu ciddiye almadığını düşünüyorum. Enflasyon sanki hiç önemli değilmiş gibi Türkiye'nin enflasyon performansı ciddiye alınmayacak bir durummuş gibi yansıtılmak zorunda. Çünkü durum, ciddiye alınamayacak kadar ciddi. Bir yıl içerisinde böyle bir enflasyon ivmelenmesi Türkiye tarihinde daha önce hiç yaşanmadı. Diğer ülkelerde çok nadir örnekleri var. Bunun sonucu bir hiperenflasyona ve krize dönüşmüş durumda.

Hiperenflasyona gidildiğini söylüyorsunuz. Bunun önüne geçilebilir mi?

Bu durumun önüne geçilebilecek bir olgu dünyayla beraber Türkiye'nin de yavaşlaması anlamına gelecek. Bu yavaşlamayla beraber iç talep gerileyecek. Enflasyon, fiyatlardaki artış hızıdır. Fiyatlar bu hızla artmaya devam etmeyecek. Enflasyondaki baz etkisi nedeniyle olacak gerileme, bir başarı öyküsü gibi anlatılacak. Enflasyonun düşmesi demek fiyatların düşmesi demek değil. Zaten ekonomide kriz nedeniyle zorunlu olarak bir yavaşlama dalgası görülecek. Bu dengelerin tahribatıyla çok yüksek bir işsizlik oranı ortaya çıkacak. Bütün bunlar seçimden sonraya kadar ertelenecek. O zamana kadar biraz propagandayla Türkiye ekonomisinin büyüdüğü, dengede olduğu imajı yaratılmaya çalışılacak.