Türkiye'nin Olimpiyatlar'daki madalya gururları
Türkiye'nin Olimpiyatlar'daki madalya gururları
Bahçeli'den 154 kişilik liste açıklaması
Bahçeli'den 154 kişilik liste açıklaması
En yakın deprem Marmara içinde
En yakın deprem Marmara içinde
Türkiye'de Kaç Kişi Seyahate Çıktı
Türkiye'de Kaç Kişi Seyahate Çıktı
123456789
Türkiye'nin Olimpiyatlar'daki madalya gururları
Türkiye'nin Olimpiyatlar'daki madalya gururları
Bahçeli'den 154 kişilik liste açıklaması
Bahçeli'den 154 kişilik liste açıklaması
En yakın deprem Marmara içinde
En yakın deprem Marmara içinde
Türkiye'de Kaç Kişi Seyahate Çıktı
Türkiye'de Kaç Kişi Seyahate Çıktı
123456789

Hacer Foggo: Türkiye’de yoksulluk açlığa dönüştü

Cumhuriyet Halk Partisi Yoksulluk Dayanışma Ofisi Koordinatörü Hacer Foggo, Türkiye'de çocukların yetersiz beslenmeden kaynaklı yaşadıkları sorunları ve alınması gereken önlemleri Gazete Durum'a anlattı.

İlknur Yağumli

ANKARA- Cumhuriyet Halk Partisi Yoksulluk Dayanışma Ofisi Koordinatörü ve Derin Yoksulluk Ağı kurucusu Hacer Foggo, Türkiye’de çocuk yoksulluğunun geldiği son durumu Gazete Durum’a değerlendirdi. Foggo, Türkiye’de yoksulluğun artık açlığa dönüştüğünü gerekli önlemler alınmazsa daha fazla çocuğun okulu terk edeceğini ve çocuk işçi sayısının hızla artacağını söyledi. Foggo, CHP'nin bir Çocuk Komisyonu kuracağını ardından Çocuk Bakanlığı ile ilgili çalışmalara başlanacağını da kaydetti.

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) 2020 verilerine göre Türkiye’deki çocukların yüzde 32’si yoksul hanelerde yaşıyor ve yüzde 34’ü çeşitli maddi yoksunluk türlerine maruz kalıyor. Yine Kamu Denetçiliği Kurumu’nun 2021 verilerine göre; ailesinin yanında olmasına rağmen temel ihtiyaçları karşılanmayan çocuk sayısı 150 bine yaklaştı. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı da son 2021 faaliyet raporunda “Çocuklar aile ortamından ayrılmadan sağlıklı bir şekilde gelişimleri tamamlansın” gerekçesiyle 2021 yılında 141 bin 275 çocuğu desteklediğini belirtti.

Yine TÜİK tarafından yayınlanan en güncel Çocuk İşgücü Araştırması’na göre; ekonomik faaliyette çalışan çocuk sayısı 720 bin. Çocukların çalışma nedenlerine bakıldığında ise “hane halkının ekonomik faaliyetine yardımcı olmak” gerekçesi ile %35,9 ile ilk sırayı aldı. Çalışan çocukların yüzde 66,0'ı düzenli işyerinde, yüzde 30,4'ü tarla-bahçede, yüzde 3,0'ı seyyar sabit olmayan işyeri veya pazar yerinde, yüzde 0,5'i ise evde çalışıyor.

Cumhuriyet Halk Partisi Yoksulluk Dayanışma Ofisi Koordinatörü ve Derin Yoksulluk Ağı kurucusu Hacer Foggo, yoksullukla ilgili yaptığı çalışmalarla toplumda farkındalık yaratan bir isim olarak öne çıkıyor. Derin yoksulluk, kalıcı yoksulluk, miras yoksulluğu, devreden yoksulluk gibi yoksulluk tanımlarını tartışmaya açarak gündeme getiren Foggo, Türkiye’de çocuk yoksulluğundaki son durumu Gazete Durum’a değerlendirdi.

"Çocuk yoksulluğu ile ilgili veri yok, önlem alınamıyor"

Türkiye’de çocuk yoksulluğu konusunda ne kadar bilgiye sahibiz? Yeterli ve gerekli araştırmalar yapılıyor mu?

Ciddi anlamda bir araştırma maalesef yok. Aslında her yıl çocuk yoksulluğu ile ilgili bir araştırma yapılmalı. Mesela okul terki, okul devamsızlığı, yetersiz beslenme ile ilgili hiç doğru dürüst, kapsayıcı bir veri yok. Hacettepe Üniversitesi beş yılda bir bodurluk oranı ile ilgili araştırma yapıyor. En son 2018 yılında yayımlamışlardı araştırma sonucunu. Bir sonraki ise beş yıl sonra yapılacak ancak içinde bulunduğumuz ekonomik krizde acilen bu araştırmalar yapılmalı.

Çok fazla okul terki var, çocuk işçi sayısı da çok arttı. 2021 yılının bir verisi yok elimizde. Böyle olmadığı zaman aslında kalıcı yoksulluk oranı da artıyor. En son TÜİK’in sürekli yoksulluk oranı 13.8 ise önümüzdeki yıl bu artacak. Neden, çünkü çocuk yoksulluğu ile ilgili elinizde doğru dürüst bir veri olmuş olsa, bunun için de önlemler alınmış olsa, yani çocuk işçiliğinin önüne geçecek programlar hazırlanmış olsa sürekli yoksulluk oranı yükselmez. Çocuklar sürekli devam eden bu yoksulluğu devralmaz.

"Türkiye'de 16 milyon aç, 50 milyon da yoksul"

Son veriler neler?

Türkiye’de herhangi bir gelir girmeyen evde yaşayan çocuk sayısı 3 milyon 276 bin. Bu rakam mesela Türkiye’deki toplam çocuk nüfusunun yüzde 14.4’ü. Bu 2020 rakamı. Ben 2021’de bu oranın çok daha yüksek olacağını düşünüyorum. BM, 109 ülkede 5.9 milyar insan arasında yapılan bir araştırma yapmış. Buna göre 1.3 milyar insan çok boyutlu yoksulluk yaşıyor. Bunun 644 milyonu da 18 yaş altı çocuklar oluşturuyor.

Tüketici Hakları Derneği (THD), TÜİK ve Türk-İş’in verilerini kullanarak Türkiye’deki aç ve yoksul sayısını ortaya çıkardı. THD’nin hesaplamalarına göre, 2021 yılı Haziran ayı itibariyle Türkiye’de 16 milyon aç, 50 milyon da yoksul insan yaşıyor. Bu rakamlara göre aç ve yoksulların toplam sayısı 66 milyon kişiye ulaştı. Türkiye nüfusunun 83.8 milyon olduğu dikkate alındığında, ülkede sadece 17.8 milyon kişi aç veya yoksulluk sorunu yaşamadan rahat bir hayat sürüyor.

"Çocuk sokaktaysa risk altındadır"

Yoksulluk mirası konusunu gündeme taşıdınız. Yoksulluk kalıcı hale mi geliyor? Yoksulluğun tanımı değişiyor mu?

Yoksulluğun tanımı değişmiyor ama önlem alınmadıkça bu kalıcı yoksulluk oranı artacak tabii ki. Şu anda maalesef bu konuda somut bir önlem yok. Çocuk beslenme programından, Sağlık Bakanlığı’nın yapması gereken programdan söz ediyorum. Bakanlığın 2019-2023 stratejik eylem planında okullarda çocuklara sağlıklı yemek, beslenme sağlanması için bir program olmasına rağmen hala bir tedbir alınmadı, eyleme geçilmedi. Bu plan hayat geçseydi çocuğun sağlıklı gıdaya erişmesi mümkün olurdu. Yetersiz beslenmeden kaynaklı bodurluk ve obetize gibi durumların önüne geçerdi. En azından çocukların sağlıklı gıdaya erişimi olurdu.

Devredilen yoksulluk, yoksulluğun aileden çocuklara miras kalması kalıcı yoksulluk, nesiller arası süren yoksulluk. Yani çocuklara bırakılan şeyin de yokluk, yoksulluk olması. BM Aşırı Yoksulluk ve İnsan Hakları Özel Raportörü Olivier De Schutter 2021 yılında yayımladığı raporda, OECD ülkelerinde, düşük gelirli hanelerdeki çocukların ülkelerindeki ortalama gelire ulaşmasının dört ila beş kuşak sürdüğünü belirtti. Yoksulluk yaşayan bir ailede doğan çocukların, 30 yaşında yoksul olma olasılığının, hiç yoksul olmayanlara göre üç kat daha fazla olduğunu söylüyor.

Çocukları okula devam ettirecek sosyal politikaları hayata geçirebilmek lazım. Çocuk sokaktaysa risk altındadır. O çocuğun devredilen yoksulluğu üzerine almaması için okula geri dönmesi gerekiyor. Bunun da en büyük önlemi erken çocukluk eğitimi. Yoksul mahallelere ücretsiz kreşler açılmalı. Çocuğu lise sona kadar takip edecek bir mekanizmanın oluşturulmalı.

"Önce Çocuk Komisyonu, ardından Çocuk Bakanlığı"

CHP Yoksulluk Dayanışma Ofisi, çocuk yoksulluğu ile ilgili nasıl çalışmalar yapıyor, anlatabilir misiniz?

Yani şöyle işte CHP”nin kendi yoksulluk politikasının çocuk yoksulluğuna ilişkin önlemler içermesi gerekiyor. CHP İnsan Haklarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Gülizar Biçer Karaca’nın bir önerisi var. Bir Çocuk Komisyonunun kurulması ve Çocuk Bakanlığına giden yolun açılması. Bu bakanlık üzerinden de biraz önce söylediğim tedbirlerin, önlemlerin alınması. Nedir bu önlemler? Erken çocukluk eğitimi, yetersiz beslenmenin önüne geçilmesi gibi.

"Temel ihtiyaçlar kamu için koliden ibaret olmamalı"

Yerel yönetimlerin desteğini yeterli buluyor musunuz?

Yerel yönetimle ve bakanlığın iş birliği halinde çalışması gerekiyor ki bu konuda bütüncül bir bakışla o zaman daha sağlıklı politikalar ortaya çıkar. Sürdürülebilir bir politika olsaydı yoksulluk birdenbire açlığa dönüşmezdi. Temel ihtiyaçlar kamu için koliden ibaret olmamalı. O hanedeki her bireyin yoksulluğunu her bireyin, cinsiyetinden yaşına kadar ayrı ayrı ölçmeli, hak temelli bir politikaya sürdürülebilir bir politika ile sürekli onlara yanında olduklarını hissettirmeli.

Bir yerel yönetim okulda beslenme programı yapamaz ama Sağlık Bakanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığı ile iş birliği halinde yaparsa biri gıda yardımını büyütür diğeri çocukların durumunu tespit eder. Ortak ve işbirliği içinde yapılırsa çocuk yoksulluğu azalır. Böylesi kriz dönemlerinde yerel yönetimler de kamu kurumları da yanınızda olmalı. Ama bu kurumların yardımları klasik ‘yardım gözüyle’ oldu. Mesela bir bebeğin, bir çocuğun olduğu unutuldu o yardımlarda. Ramazan kolisi nasıl hazırlanıyorsa öyle koliler hazırlanmaya başladı. Oysa özel bir durumla karşı karşıya idik ve kamu ve yerel yönetimler bunu karşı yaratıcı çözümler üretemediler. Yasal mevzuatlara takıldılar. Ama dünyanın farklı ülkelerinden benzer sorunlar için yaratıcı çözümler ürettiler, kriz dönemlerinde “sosyal yardım” mevzuatının esnetilmesi gibi.