"Muhalif kurumlar tasfiye edilmeye çalışılıyor"

Akın Bodur

İSKENDERUN- İnsan Hakları Derneği (İHD) İskenderun Şube Başkanı Coşkun Selçuk, iktidarın Türk Tabipler Birliği (TTB) Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı’nın tutuklanmasını kamuoyu nezdinde gerekli ve meşru hale getirme çabası içinde olduğunu söyledi. Muhalif ses çıkaran bütün kurumların tasfiye edilmeye çalışıldığını savunan Çoşkun, çıkarılan yasalarla toplumun susturulmaya çalışıldığını, iktidarın kabul etmediği her türlü haberin de suç teşkil edeceği düzenlemeler yapıldığını kaydetti.

Selçuk, son dönemde toplumu susturmaya yönelik iktidarın yaptığı düzenleme ve uygulamaların, önümüzdeki seçim sürecine yönelik olduğunu dile getirerek, "Çıkarılan yasalarla toplum susturulmaya çalışılmakta iktidarın kabul etmediği her türlü haberin suç teşkil edeceği düzenlemeler yapılmaktadır. Muhalif ses çıkaran bütün kurumlar tasfiye edilmeye çalışılmaktadır. Siyasal iktidar ve destekçileri günlerdir damgalayıcı, itibarsızlaştırıcı ve suçlayan söylemlerle TTB Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı’nın tutuklanmasını kamuoyu nezdinde gerekli ve meşru hale getirme çabası içindeydiler. Yargıya yönelik talimat ve müdahaleler sonucu dün verilen tutuklama kararı, yargı bağımsızlığı açısından endişe, demokrasi değerleri bakımından ise utanç vericidir" dedi.

"Tutuklama düşünce ve ifade özgürlüğünü tümden ortadan kaldırmaktadır" 

Hakkında soruşturma başlatıldığı sırada yurt dışında olan Fincancı'nın avukatları aracılığıyla ifade vermeye hazır olduğunu Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na ilettiğini anlatan Selçuk, TTB Başkanı'nın, ifadeye çağrılmayı beklerken önceki gün keyfi ve hukuk dışı bir şekilde evine baskın yapılarak gözaltına alındığını, sonra da tutuklandığını söyledi. Selçuk, şunları dile getirdi:

"Bu tutuklama her şeyden önce bu ülkede düşünce ve ifade özgürlüğünü tümden ortadan kaldırmaktadır. Bu tutuklama bilimi, iyi hekimliği, başta işkence olmak üzere insan hakları ihlallerinin önlenmesini, barış ve demokrasi mücadelesini engellemektir. Başka bir deyişle tüm topluma gözdağı vermektir. Ancak, bu kabul edilemez tutuklama kararı karşısında hiçbir şekilde sessiz kalmayacağız. Bundan önce olduğu gibi bundan sonra da her koşulda hakikate, iyi hekimliğe, hukukun üstünlüğüne, insan hakları, barış ve demokrasi mücadelesine sahip çıkmaya devam edeceğiz. TTB Başkanı’nın en kısa zamanda özgürlüğüne kavuşması ve hakikatin görünür kılınması için her türlü çabayı göstereceğiz. Bu hukuksuzluk ve haksızlığa karşı Türkiye ve dünyada oluşan dayanışmanın da katkısıyla en kısa zamanda serbest bırakılacağından hiç kuşkumuz yoktur."