Erkan Yolaç'ın cenaze programı belli oldu
Erkan Yolaç'ın cenaze programı belli oldu
Ünlü isimlere Gazze tepkisi
Ünlü isimlere Gazze tepkisi
Evgeny Grinko'dan 'Uzun İnce Bir Yoldayım'a yeni yorum
Evgeny Grinko'dan 'Uzun İnce Bir Yoldayım'a yeni yorum
Ücretsiz olacak başvurular başladı
Ücretsiz olacak başvurular başladı
123456789
Erkan Yolaç'ın cenaze programı belli oldu
Erkan Yolaç'ın cenaze programı belli oldu
Ünlü isimlere Gazze tepkisi
Ünlü isimlere Gazze tepkisi
Evgeny Grinko'dan 'Uzun İnce Bir Yoldayım'a yeni yorum
Evgeny Grinko'dan 'Uzun İnce Bir Yoldayım'a yeni yorum
Ücretsiz olacak başvurular başladı
Ücretsiz olacak başvurular başladı
123456789

Aşk ve savaş gerçekten ayrık mıdır? Hiroshima Mon Amour

Fransız Yeni Dalga hareketinin öncülerinden biri olan Fransız yönetmen Alain Resnais'nin son derece kişisel bir mesele üzerinden ilk anda akla gelmeyecek politik bir duruş ortaya koyduğu 1959 yapımı filmi "Hiroshima Mon Amour" (Hiroşima Sevgilim), Hollywood'un çeperine bile yaklaşamayacak ölçüde derin sorular sorduran bir sinema tarihi klasiği.

Gülara Subaşı

Fransız Yeni Dalga hareketinin öncülerinden biri olan Fransız yönetmen Alain Resnais'nin son derece kişisel bir mesele üzerinden ilk anda akla gelmeyecek politik bir duruş ortaya koyduğu 1959 yapımı filmi "Hiroshima Mon Amour" (Hiroşima Sevgilim), Hollywood'un çeperine bile yaklaşamayacak ölçüde derin sorular sorduran bir sinema tarihi klasiği.


Yönetmenin başyapıtları arasında anılan Hiroshima Mon Amour, çağdaş anlatı sinemasına örnek olan üslubuyla en özelin küresele dokunan tarafını işler. Filmin senaryosu Fransız yazar Marguerite Duras tarafından kaleme alınır.

Başrollerde, ödüllü Fransız aktris Emmanuelle Riva ve Japon aktör Eiji Okada, unutulmaz performanslarıyla yer alıyor.

1961 yılında 33. Akademi Ödülleri'nde "En İyi Senaryo" Oscarı'na aday gösterilen Hiroshima Mon Amour'un çeşitli uluslararası festivallerde 7 ödülü ve 10 adaylığı bulunuyor.


Filmin işlediği konu ve ismi göz önünde bulundurulduğunda görülüyor ki, birlikte bir gece geçiren bir kadın ve erkeğin en özel anı, dünyanın en büyük felaketlerinden birine evrilebilecek kadar politik bir bağlamda değerlendirilebiliyor.

"Hiroshima" vahşeti, "Mon Amour" aşkı simgeleyerek bu karşıt gibi görünen iki kavramı bir araya getirir.

İki baş karakter ve bahsedilen diğer karakterlerin hepsi bir aşk veya birliktelik öyküsü üzerinden anlatılırken hepsinin dünya tarihinde temsil ettikleri olay veya şehirler vardır. Son derece kişisel ve özel olarak gösterilen meselenin altında ölüm, savaş, yıkım gibi alt anlamlar ustaca yerleştirilmiştir.


Alain Resnais'nin ilk uzun metraj denemesi olan Hiroshima Mon Amour, yönetmenin altmış yılı aşkın bir üretim sürecini kapsayan hayatı boyunca gerçekleştirdiği en başarılı filmlerinden biri olarak kabul edilir. Biçimsel anlamda da 1950'li yıllarda Hollywood'da neredeyse hiç; Avrupa sinemasında da sık rastlanmayan tekniklerle yenilikçi bir üslubu seçmiştir Resnais. Öyle ki flash-back'lerle (geriye dönüş) kurulan anlatıda çizgisel olmayan bir zaman akışı tercih edilerek, klasik anlatının kuru yapısı yumuşatılır.

Hiroshima Mon Amour, Fransız Yeni Dalgası'nı uluslararası alanda tanıtan bir film olması sebebiyle de sinema tarihinde önemlidir. Öyle ki Yeni Dalga tam da bu yıllarda görünür olmaya başlar, birçok kısa filmiyle öne çıkan bir yönetmenin ilk uzun metraj denemesinin akımın öncülerinden biri haline gelmesi elbette kıymetlidir.


Film, yüzeyi tozla kaplı birbirine sarılmış kolların yakın plan çekimiyle açılır. İzleyiciye filmin yıkım ve aşkın yakın temasını anlatacağının habercisi niteliğindedir bu sahne. Savaş karşıtı bir film yapmak için Hiroşima'ya gelen Fransız bir kadın oyuncu ile kentte yaşayan Japon mimar arasında geçen tek gecelik bir birlikteliğin üzerine yaşanan bir günü anlatır film. Elle, şehirdeki film çekiminin son gününde tesadüfen tanıştığı mimar Lui ile birlikte olur. Her ikisinin de mutlu evlilikleri olduğu bilgisi ikilinin diyaloglarıyla verilir ki sonunda ikilinin ayrılacağı, bunun bir Hollywood melodramı olmadığı filmin başında anlaşılsın.


Filmin hakim teması unutmak üzerinedir. Savaşı, aşkları, insanları, ölümü, yıkımı unutmak... Bu sebeple ikili arasında birbirlerini hiçbir zaman unutmayacaklarına dair histerik bir düşünce gelişir. Fakat filmin derdi, ikilinin birbirini bir daha görüp görmeyeceği ya da birbirleri için unutulmaz olup olmayacağı değildir. Sonunda bu sorunun cevabını arayan izleyiciyi hayal kırıklığına uğratacak, kafasında bu sorunun daha derinlikli binlercesini oluşturacaktır Hiroshima Mon Amour. Resnais, büyük resmin içinde önemsiz görünen bu aşk ilişkisinin, Elle ve Lui için tarihlerinin kabusundan kaçmanın bir yolu olduğunu güç bir biçimde ima eder.


İkilinin diyaloglarının geçmiş, savaş, Hiroşima, atom bombası ve kaybettikleri yakınları hakkında olması, yatakta bile bunları konuşuyor olmaları absürd olarak nitelenebilir. Fakat Resnasi tam da bunu amaçlar, bu yolla kişisel ve politik olan arasındaki çizginin silikliğini vurgular. Hiroşima bombalandığında Lui ailesini yitirmiştir. Elle ise Fransa'da küçük bir kasaba olan Nevers'de bir Alman askere aşık olmuş ancak asker bir keskin nişancı kurşunuyla gözleri önünde ölmüştür. İkisinin de II. Dünya Savaşı ile bitmemiş hesapları, ikisinde de bu yıkımın neden olduğu kapanmamış yaralar vardır.


İki sevgilinin ilişkisini odak alan Resnais, soyut sorularla değil, böylesine korkunç deneyimlerin orada olmayanlarca anlaşılmasının nasıl mümkün olabileceğine dair kişisel dilemmayla ve insanların bu deneyimleri hiç unutmaması, onlardan bir şeyler öğrenebilmesi için belleği canlı tutmayla ilgilendiğinden hikâyesini anlatmak üzere bu yolu seçer. Yaşamaya her şeye rağmen devam etme fakat bu derin acıların bıraktığı his ve korkuların hayatın kalanını paralize edişi yüksek perdeden vurgulanır.


Resnais, evlilik sadakatinin kurallarını yıkıp bir ilişki yaşayan bu adam ve kadına, mutlu ve saygıdeğer yaşamlarının sınırlarında rastlayamayacakları bir şey verir. İkilinin ihtiyaç duyduğu iyileşme ancak normal hayatlarının dışında ve etnik farklılıkların sınırlarının ötesinde mi gerçekleşebilir? Kültürel bir olayın yaraladığı kişisel yaşamlar hakkına ne biliyoruz ve ne kadarını öğrenebiliriz? Kendisinin hiçbir suçu olmadığı halde, "büyük oyunlar"ın kurbanı olan insanların bu acılarla nasıl başa çıktığını düşünüyor muyuz? Böyle kabus gibi bir geçmişe sahip biri huzura kavuşabilir mi? Tüm bunlar, elbette güç kullanarak yapılan hataların düzeltilebileceğini öne süren vahşi bir intikam öyküsü anlatılmadığı sürece Hollywood'un uğraşmak istemediği sorunlar. Hiroshima Mon Amour, toplumsal felaketlerle ilgili, Hollywood öykülerinin takıntı haline getirdiği çözüm olarak "kötü adamı öldürmeyi" asla akla getirmez. Bunun yerine, norm olan sınırların dışına çıkıldığında başkalarınca anlaşılmanın mümkünatını ve bunun üzüntüyü hafifletici yanını önerir.