Erkan Yolaç'ın cenaze programı belli oldu
Erkan Yolaç'ın cenaze programı belli oldu
Ünlü isimlere Gazze tepkisi
Ünlü isimlere Gazze tepkisi
Evgeny Grinko'dan 'Uzun İnce Bir Yoldayım'a yeni yorum
Evgeny Grinko'dan 'Uzun İnce Bir Yoldayım'a yeni yorum
Ücretsiz olacak başvurular başladı
Ücretsiz olacak başvurular başladı
123456789
Erkan Yolaç'ın cenaze programı belli oldu
Erkan Yolaç'ın cenaze programı belli oldu
Ünlü isimlere Gazze tepkisi
Ünlü isimlere Gazze tepkisi
Evgeny Grinko'dan 'Uzun İnce Bir Yoldayım'a yeni yorum
Evgeny Grinko'dan 'Uzun İnce Bir Yoldayım'a yeni yorum
Ücretsiz olacak başvurular başladı
Ücretsiz olacak başvurular başladı
123456789

Bunlar birer adam değil: Golconde

Gerçeküstücülük akımının en önemli temsilcilerinden normlara meydan okuyan Belçikalı ressam René Magritte'in 1953 yılında resmettiği, ikonikleşmiş "fötr şapkalı adam" figürünü kullandığı sürrealist tablosu "Golconde", zihnin sınırlarına meydan okuyan bir sanat eseri.

Gülara Subaşı


Sanat tarihini ve çağdaş sanatçıları en çok etkileyen ressamlardan biri olan René Magritte, izleyicisinin araçsal aklının gerçeklik algılarına meydan okumasıyla tanınır.

Magritte, tüm çalışmalarında olduğu gibi Golconde'de de temsil meselesi ve sürrealist üslubuyla eleştirel bir altmetin yaratır. Fötr şapkayla resmettiği siyah takım elbiseli erkek figürlerini birçok tablosunda gördüğümüz ressam, Adamın Oğlu'ndan 11 yıl önce bu figürü ilk kez Golconde'de kullanır. Magritte bu tabloda, pastel mavi bir gökyüzü ve gri renkli blokların önünde, fötr şapkalı birbirinin aynı gibi görünen çok sayıda figürünün gökyüzünden yağdığı veya resmin ön planında asılı durduğu "an"ı resmeder.

Magritte, izleyenini içine çeken ve uzun bir seyir süreci gerektiren bu tablosunda, kendisinin de bir parçası olduğu, bireyselliğin geleneksel izole olmuşluğuna sert bir eleştiri yöneltir.


Magritte, temsil ve gerçeklik ayrımıyla göstergebilimi sanatına taşıyan bir sanatçıdır. Çizdiği resimlerdeki figür ve nesnelerin gerçek olmadığını, bir temsilden ibaret olduğunu vurgulayan Magritte, ünlü pipo resminin altına "Bu bir pipo değildir" yazar. Sanatçının dilin temsildeki yetersizliğini vurgulayan ve zihnin bir görseli gerçekmiş gibi algılamasına meydan okuyan tarzını Golconde'de de görebiliriz.


Magritte'in eserlerinin mirasçısı Charly Herscovici, Golconde tablosu için şunları söyler: "Magritte, imgelerin ayartıcılığından büyülenirdi. Genellikle, bir resim gördüğünüzde ona inanır, kapılır ve onun dürüstlüğüne güvenirsiniz. Oysa Magritte, "şey"lerin temsillerinin yalan olabileceklerini gösterdi. Bu adamların görüntüleri, aslında gerçek değiller. Karşımızda sadece adamların resimleri var. Yani herhangi bir kurala uyma zorunlulukları yok. Golconde eğlenceli bir resim ama aynı zamanda temsilin her zaman doğruları ifade etmeyeceğini bize gösteriyor."


Tabloyu tek bir söz öbeğiyle tanımlayacak olsak ve bu bize tablodaki anlamı çağrıştıracak olsa "tek tip" deyişini seçebiliriz. Bir yeknesaklığın hakim olduğu Golconde'de adamlar, kıyafetler, binalar, pencereler, gökyüzü, hepsi bir fabrikadan çıkmış gibidir. Magritte tablolarında sürekli gördüğümüz melon şapkalı adamlar, sanatçının kendi giyim tarzının tuvale yansımasıdır. Sanatçının kendisi de aslında bir zamanlar, bu havada asılı duran seri üretim "memur"lardan biridir.


Magritte, senelerce hiçbir ayırt edici özelliği olmayan bu sıkıcı gri binalarda yaşar. Birebir aynı grilikte, sıkıcı ve boğucu görünen bu binalar ve bu sıradan adamlar gerçeküstü bu kompozisyonun normalle olan zıtlığını ortaya çıkarmada son derece etkilidir. Normun sürrealizmle adeta alay ettiği Golconde, izleyicisinin bakışlarını üzerinde dakikalarca bu zıtlık sayesinde tutar. Magritte, yıllar boyunca belki havada değil ama sokakta yürüyen bu melon şapkalı, uzun pardösülü, bireyselliği terk edip tek başına "toplum" haline gelmiş bu adamlardan yüzlerce görür. Hatta kendisi de onlardan biridir.


Belçikalı sürrealist şair Louis Scutenaire, yakın dostu Magritte'in bu tablosunu da isimlendirir. Adını, elmas endüstri merkezlerinden biri olan Hindistan'ın Golconda  kentinden alan tabloda Magritte, dostuna bir saygı duruşuyla tablodaki adamlardan birine Belçika edebiyatının gerçeküstü şairi Scuntenaire'nin yüzünü verir.

Golconde, Hindistan'ın Andhra Pradesh eyaletinde, Haydarabad yakınlarında, 14'üncü yüzyılın ortalarından 17'nci yüzyılın sonuna kadar birbirini takip eden iki krallığın başkenti olan harap bir şehir. Bölgenin efsanevi elmas endüstrisinin merkezi olmasıyla kazandığı ün, İngilizceye "zenginlik madeni" anlamına gelecek şekilde geçer. Resimde Magritte’in bu melon şapkalı adamları elmas gibi kusursuz bir şekilde dizmesi, şaire Golconde ismini çağrıştırır. Hepsi farklı yönlere dönük resmedilen bu adamların kanvas üzerindeki konumları, ressam tarafından milimetrik hesaplanarak çizimde bir elmas kusursuzluğu sağlanır.


Her şeyi bir kenara koyduğumuzda Magritte sanatı için unutulmaması gereken bir durum var. Çalışmalarının anlamlarını açıklamayı tercih etmeyen Magritte'in hayatından edindiğimiz bilgiler dolayısıyla anlamlandırmaya çalıştığımız eserlerini, aslında hiçbir zaman tam olarak anlayamayacağız. Kim bilir Magritte de tam olarak bu yüzden açıklama yapmadı. Belki de sanat eseri bir kategoride sınıflandırılmak için değil, izlenme ve seyircisine hissettirdikleri bağlamında birden fazla anlama gelen bir görselliktir. Golconde, zihnin basitliğe bakışının bu kadar anlamdan uzak olmasının sayılı başarılı örneklerinden olduğu için sanat tarihinde öne çıkıyor.


Eserin künyesi:

Orijinal adı: Golcanda/Golcande

Ressam: René Magritte

Konum: The Menil Collection Müzesi, Houston

Tarih: 1953

Akım: Gerçeküstücülük

80,5 cm × 99,36 cm kanvas üzerine yağlı boya