Erkan Yolaç'ın cenaze programı belli oldu
Erkan Yolaç'ın cenaze programı belli oldu
Ünlü isimlere Gazze tepkisi
Ünlü isimlere Gazze tepkisi
Evgeny Grinko'dan 'Uzun İnce Bir Yoldayım'a yeni yorum
Evgeny Grinko'dan 'Uzun İnce Bir Yoldayım'a yeni yorum
Ücretsiz olacak başvurular başladı
Ücretsiz olacak başvurular başladı
123456789
Erkan Yolaç'ın cenaze programı belli oldu
Erkan Yolaç'ın cenaze programı belli oldu
Ünlü isimlere Gazze tepkisi
Ünlü isimlere Gazze tepkisi
Evgeny Grinko'dan 'Uzun İnce Bir Yoldayım'a yeni yorum
Evgeny Grinko'dan 'Uzun İnce Bir Yoldayım'a yeni yorum
Ücretsiz olacak başvurular başladı
Ücretsiz olacak başvurular başladı
123456789

Kültür Atölyesi 1 Eylül

1 Eylül 2022 - Günün filmi, kitabı ve sahne etkinlikleri...

Gülara Subaşı

BEYAZ PERDEDE BUGÜN

Look Both Ways - Öyle Veya Böyle (2022) - Wanuri Kahiu


Cannes Film Festivali'nde Belirli Bir Bakış Ödülü'ne aday gösterilen Kenyalı yönetmen Wanuri Kahiu'nun son filmi "Look Both Ways", Netflix'te gösterimde.

2022, ABD yapımı film, iddialı başrol oyuncusuyla geniş izleyici kitlesine hitap eden bir Netflix yapımı.

Senaryosu Amerikan film yazarı April Prosser tarafından kaleme alınan Look Both Ways'in başrollerinde Riverdale yapımıyla büyük çıkış yakalayan Lili Reinhart, Danny Ramirez, David Corenswet ve Aisha Dee yer alıyor.

Filmin konusu:

Üniversite mezuniyetinin arifesinde, Natalie'nin hayatı paralel iki gerçekliğe bölünür: Birinde hamile kalır ve çocuğunu büyütmek için memleketi Teksas'ta yaşamaya devam eder, diğerinde ise hayalindeki kariyeri sürdürmek için Los Angeles'a taşınır. Her iki yaşam yolu da Natalie'ye heyecan verici deneyimler sunar ve kendisini yeniden keşfetmesini sağlar.

"Hayat sizi nereye götürürse. Bırak aşk sana rehberlik etsin." sloganıyla gösterime giren film, farklı kurgusuyla eğlenceli bir ekran süresi vadediyor.



RAFLARDA BUGÜN

Nişanlı Kız - Anton Pavloviç Çehov


Kısa öykü alanında dünyaya mal olmuş Rus yazar Anton Çehov'un "Nişanlı Kız" başlıklı öykü kitabı, yeni baskısıyla raflarda.

İletişim Yayınları tarafından basılan kitapta, Çehov'un öykülerinin 8'inci cildi okuyucusuyla buluşuyor.

Tanıtım bülteninden:

Mehmet Özgül çevirisi,

Sergey Yakovleviç Yelpatyevski’nin önsözü,

İvan Şçeglov’un sonsözü,

Yazar ve dönem kronolojisi,

Kitaba dair görsellerle.

Çehov’un 1896-1903 arasında yazdığı öykülerden oluşan Nişanlı Kız, Rusya’nın gerek taşra gerekse kent hayatına unutulmaz karakterler ve sahnelerle eğiliyor. Karla gübrenin birbirine karıştığı çamur içindeki Rus kasabalarında ilerleyen “at arabaları”, ölgün bir fenerin aydınlattığı bir şalupa, akordeon sesiyle çınlayan meyhaneler, rüşvet alarak zenginleşen taşra memurları, genç yaşta evlenen kadınların uğradığı hayal kırıklıkları Çehov’un radarına girerken Rusya, büyük ve küçük hikâyelerin iç içe geçtiği destansı bir coğrafyaya dönüşüyor. Çehov öykücülüğünde doruk noktası olan Nişanlı Kız, ustaca hazırlanmış bir geç dönem seçkisi.

“Anton Pavloviç’in öykülerini okurken havası dupduru, hüzün dolu bir sonbahar gününde hissedersiniz kendinizi.” -MAKSİM GORKİ

“Çehov, sözün ağırlığına verdiği değerden ötürü şatafatlı, yapmacıklı sözcüklere büyük tepki gösterirdi.” -İVAN BUNİN

Bir asrın ardından Rus edebiyatının büyük kalemlerinden birinin kurgusunda kaybolmak için Nişanlı Kız yeni çıkanlar raflarında.



SAHNEDE BUGÜN

Hayvan Çiftliği


20'nci yüzyıl İngiliz edebiyatının önde gelen kalemi George Orwell'in aynı adlı eserinden sahneye uyarlanan hiciv başyapıtı "Hayvan Çiftliği", bu akşam Ankaralı tiyatroseverlerle buluşuyor.

1945 yılında kaleme alınmasına karşın, yayınlandıktan 5 yıl sonra tanınan ve tiyatroya Peter Hall tarafından uyarlanan Hayvan Çiftliği, Kobat Sanat Tiyatrosu Oyunculuk Atölyesi oyuncuları ve Aytekin Kobat reijösürlüğünde sahnede.

Oyunda SSCB'nin kuruluşundan itibaren Stalin döneminde gerçekleşen önemli olaylar, bir hayvan çiftliğinde geçen olaylar şeklinde yergisel bir dille anlatılır. Acımasız bir çiftlik sahibinin emrinde köle gibi yaşamaya çalışan çiftlik hayvanları birleşerek isyan eder. Ancak yeni gelişen düzen amacından sapacaktır. Çünkü "tüm hayvanlar eşittir ama bazıları daha eşittir!"

Berk Ar, İbrahim Akçay, Yiğitcan Zararsız , Berkay Ateş, Hatice Bozlak, Samet Enver Gürsel, Seda Demir, Hasan Berk Duran, Fırat Meriç Kızıloğlu, Volkan Özbay, Elif Çırpıcı, Asmin Kavak, Aybars Ahmet Ataş, Hüseyin Dokuzer, Nisa Nur Yılmaz, Ecem Leblebici, Merve Özgül, Eylül Mis'ten oluşan oyuncu kadrosuyla Hayvan Çiftliği bu akşam saat 20.30'da Eryaman Göksu Parkı Açık Hava Tiyatrosu'nda sahnede.



Gökçe


Bodrumluların bu akşamki müzik etkinliği Gökçe konseri.

Ünlü şarkıcı Gökçe, Balkan, pop ve alternatif cover parçalarından oluşan geniş repertuvarıyla sevenlerine müzik dolu bir akşam yaşatmaya geliyor.

Müzisyen bir babanın kızı olan Gökçe, müzik hayatına ilkokul yıllarında aldığı piyano dersleriyle başlar.

Ortaokul yıllarına geldiğinde gitara merak salan Gökçe, babasından gitar öğrenmeye başlar. Lisenin son yıllarında, şarkı sözleri yazmaya ve besteler yapmaya başlar. Yeditepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Sanat Yönetmenliği bölümünü kazanan Gökçe, bir yandan okuluna devam ederken diğer yandan müzik gruplarında şarkı söylemeye ve davul çalmaya başlar. Üniversiteden mezun olduktan sonra 2 yıl bir reklam şirketinde sanat yönetmeni olarak çalışır. Bu süre içinde bir kadın müzik grubunun bünyesinde yer alan Gökçe, artık grubuyla konserler verip, bazı mekânlarda da sahne alır. Aynı dönemlerde tamamıyla müzik yapmaya karar vererek sanat yönetmenliğini bırakır ve 3 kadının bir araya gelmesiyle oluşan grubuyla davul çalmaya başlar.

Bu arada iyice biriken besteleriyle Gökçe, albümünün prodüktörlüğünü üstlenen Alen Konakoğlu ile stüdyo çalışmalarına başlar. İlk albümü “Böğürtlenli Reçel” kendine özgü alternatif pop tarzıyla 2007 Haziran ayında yayınlanır. Albümün çıkış ve ilk video klip şarkısı “Aradım Seni” ile adını duyuran şarkıcı, daha sonra "Vay Be Ben Neymişim", "Böğürtlenli Reçel", "Her Gece", "Seviyorum Özlüyorum" isimli şarkılarına da klip çeker.

2011 yılında dijital platformlarda yepyeni şarkısı "Tuttu Fırlattı"yı yayınlar. Kulaklarımıza aşina anonim bir Balkan eserini (Tutti Frutti) nakaratta kullanarak bestelediği şarkının sözlerini, R&B şarkıcısı Esin İris ile birlikte yazar. Şarkı dijital platformlarda büyük başarı sağlarken, müzik listelerinde zirveye yerleşir.

2012 yılında yeni albümü “Kaktüs Çiçeği”, müzik marketlerde yerini alır. Dokuz şarkı bir remix olmak üzere toplam on şarkının yer aldığı albüm, konserlerin birbirini takip ettiği yoğun bir dönemde Alen Konakoğlu prodüktörlüğünde kaydedilir. Balkan müziğinin karakterini yansıtan, R&B, etnik ve pop rockı kendine özgü bir tarzda birleştiren bu albümde yine diğerlerinde olduğu gibi Gökçe’nin müzik ve sözleri bulunuyor. 70’ler tadında günümüz soundlarının kullanıldığı ve dinamik yapılı şarkıların ağırlıkta olduğu albümü Gökçe; samimi ve retro olarak tanımlıyor.

Canlı sahne performansı ve hareketli şarkılarıyla Gökçe, bu akşam saat 23.00'te Bodrum Mandalin sahnesinde.



GALERİDE BUGÜN

İçeride / Dışarıda


Mahpushane içinden dışarıya taşan sergi, "İçeride / Dışarıda", bugün İstanbul'da açılıyor.

Türkiye hapishanelerinde mahpus olan binlerce politik "suçlu"nun özgürlük ve eşitlik taleplerini tecrit şiddetine ve sansür baskısına rağmen sözcükleri, boyaları ve notalarıyla sürdürmesinin somut çıktısı, İçeride / Dışarıda başlıklı sergide. Sergide sanatseverlerle buluşan eserler, 10, 20, 30 yıldır cezaevinde olan binlerce insanın kesintisiz üretiminin küçük bir bölümü.

Tanıtım bülteninden:

Görülmüştür Kolektifi ve Redfotoğraf grubu tarafından hazırlanan İçeride / Dışarıda sergisi için hapishanelerde bulunan sanatçılardan kadına, çocuğa, emekçiye, mülteciye, LBGTİ+lar’a, tabiata, hayvana uygulanan şiddet ve bu şiddete karşı direniş üzerine düşüncelerini ifade etmelerini istedik. Özellikle tecrit içinde tecridi yaşayan, zor koşullarda üreten yazar, şair ve çizerlerden yanıt gelmesi uzun sürdü. Bu zahmetli iletişim sürecinin kendisi serginin en önemli parçasını oluşturdu. Büyük bir sabırla süren mektuplaşmaların sonunda içerisi ve dışarısı arasında açılan tünelin sergide yer alan kolektif bir eser olduğunu söylemek mümkün. Bu sürecin örgütlenmesi bize içerisi kadar dışarısının da hapishaneye dönüştüğü ülkenin şartlarını bir kez daha hatırlatıyor. Özgürlüğün tanımını yeniden düşündürüyor. Sergiye, Redfotoğraf grubundan gelen katılımla bu tartışmaya dair yeni bir boyut eklenmiş oluyor.

Açılışı bugün Karşı Sanat Çalışmaları'nda gerçekleştirilecek sergi, 10 Eylül'e kadar izlenebilir.



KÜLT(ür)lenelim...

Hotaru no haka - Ateş Böceklerinin Mezarı (1988) - Isao Takahata


Japon anime yönetmeni Isao Takahata'nın öne çıkan yapımlarından, eleştirmenler tarafından en iyi savaş filmlerinden biri olarak nitelenen "Hotaru no haka", günün kült filmi.

1988, Japonya yapımı filmin senaryosu Akiyuki Nosaka'nın II. Dünya Savaşı'nda ölen kız kardeşinden özür dilemek amacıyla yazdığı aynı adlı otobiyografik romana dayanıyor, senaryo Takahata'ya ait.

Filmin başrollerinde orijinal dublajdaki sesleriyle Tsutomu Tatsumi, Ayano Shiraishi ve Akemi Yamaguchi yer alıyor.

Hotaru no haka, IMDb top 100 listesinde 45'inci sırada yer alıyor. Filmin Şikago Uluslararası Film Festivali'nde Animasyon Jüri Ödülü dahil, 3 ödülü bulunuyor.

Filmin konusu:

En sarsıcı drama animasyonlarından biri olarak kabul edilen Hotaru no haka, 14 yaşındaki genç bir çocuk olan Seita ve 4 yaşındaki küçük kız kardeşi Setsuko'nun II. Dünya Savaşı sırasında Japonya'da hayatta kalma mücadelesini konu ediyor.

Seita ve Setsuko, babaları donanmayla birlikte savaşa gittiği için anneleriyle birlikte yaşamaktadırlar. Bir Amerikan hava saldırısı sırasında anneleri ölür ve teyzeleri tarafından evlat edinilirler. Teyzelerinin evinde gördükleri muameleden rahatsız olan kardeşler, kendi başlarına yaşam savaşı vermeye başlarlar. Bu süreçte açlık, ön yargı ve gururlarıyla mücadele eden kardeşler, kendi savaşlarını verecektir. İki kardeş, hayatta kalma mücadelesi verirken birbirlerinden başka kimselerinin olmadığını fark ederler.

Film eleştirmeni Roger Ebert, filmi şimdiye dek yapılmış en güçlü savaş karşıtı yapımlardan biri olarak nitelendirir. Animasyon tarihçisi Ernest Rister, Hotaru no haka'yı, Steven Spielberg'in Schindler'in Listesi ile karşılaştırarak, gördüğü en içten animasyon film olduğunu belirtmiştir.

Senses of Cinema yazarlarından Bill Mousoulis film için şunları söylüyor: "Bu Japon Studio Ghibli animasyonunu hümanist bir başyapıt yapan birçok şey var, bunlardan biri inanılmaz fiziksellik duygusu. Savaşın dehşetini detaylandıran herhangi bir film, elbette, güçlü bir fiziksel algıdan yararlanır, ancak bu filmin gücü, her küçük ayrıntıya zengin bir fiziksel görüntü verilmesindedir."

Üzerine yüzlerce film çekilen, II. Dünya Savaşı'nı çizgi karakterler üzerinden en etkileyici şekilde işleyen Hotaru no haka, sinemaseverlerin buruk keyifle izleyeceği bir başyapıt.