Erkan Yolaç'ın cenaze programı belli oldu
Erkan Yolaç'ın cenaze programı belli oldu
Ünlü isimlere Gazze tepkisi
Ünlü isimlere Gazze tepkisi
Evgeny Grinko'dan 'Uzun İnce Bir Yoldayım'a yeni yorum
Evgeny Grinko'dan 'Uzun İnce Bir Yoldayım'a yeni yorum
Ücretsiz olacak başvurular başladı
Ücretsiz olacak başvurular başladı
123456789
Erkan Yolaç'ın cenaze programı belli oldu
Erkan Yolaç'ın cenaze programı belli oldu
Ünlü isimlere Gazze tepkisi
Ünlü isimlere Gazze tepkisi
Evgeny Grinko'dan 'Uzun İnce Bir Yoldayım'a yeni yorum
Evgeny Grinko'dan 'Uzun İnce Bir Yoldayım'a yeni yorum
Ücretsiz olacak başvurular başladı
Ücretsiz olacak başvurular başladı
123456789

Ruhsal esaretin aşılamazlığı: Tutuklular Çemberi

Batı dünyası sanatının en tanınmış ve etkili isimlerinden Hollandalı art-izlenimci ressam Vincent Van Gogh'un 1890 yılında resmettiği "Tutuklular Çemberi" (The Prisoners' Round, Prisoners Exercising, Penitentiary after Doré, olarak da bilinir), sanatçının akıl hastanesinde resmettiği gravür ve fotoğraf kopyalarından biri.

Gülara Subaşı


Batı dünyası sanatının en tanınmış ve etkili isimlerinden Hollandalı art-izlenimci ressam Vincent Van Gogh'un 1890 yılında resmettiği "Tutuklular Çemberi" (The Prisoners' Round, Prisoners Exercising, Penitentiary after Doré, olarak da bilinir), sanatçının akıl hastanesinde resmettiği gravür ve fotoğraf kopyalarından biri.


Van Gogh, 1888'de gördüğü halüsinasyonlar, şiddetli ruh hali dalgalanmaları, artan kaygısı ve geçirdiği nöbetlerden sonra, Mayıs 1889'dan Mayıs 1890'a kadar kendi isteğiyle St. Paul Akıl Hastanesi'nde kalır. Hastane Müdürü Dr. Peillon ve Van Gogh'un erkek kardeşi Theo, iyileşmesine yardımcı olması için Vincent'ı resim yapmaya teşvik ederler. Hastanede, fotoğraf ve gravür gibi işleri kopyalamaya yönelen van Gogh, aslı Fransız ressam Gustave Doré'ye ait olan gravürün, Hollandalı dergi "De Katholieke Illustratie"deki Héliodore Pisan tarafından yapılmış daha belirgin bir tahta baskı reprodüksiyonu üzerinde çalışarak "Tutuklular Çemberi"ni ortaya koyar. Tablo, van Gogh'un kendini göğsünden vurarak intihar ettiği 1890 yılının şubat ayında, ölümünden yaklaşık 5 ay önce çizilir.


Tabloda, duvarlarla çevrili, klastrofobik, ufak bir hapishane avlusunda bir çember hâlinde volta atan mahkumlar betimlenir. Mavi-yeşil van Gogh tonlarının hakim olduğu tablo hayatı, ressamın gördüğü şekilde, içine sıkıştığı depresyonunun dar, kapalı çemberi olarak simgeler. Resmin ortasının biraz sağında kalan sarı saçlı figür, diğerlerinden ilk bakışta ayrılır. Sanat tarihçileri, van Gogh'un bu figürünü bir otoportre olarak değerlendirir. Tablonun üst bölümünde, yukarı doğru yükselmekte olan iki beyaz kelebek görülür. Bunlar, özgürlüğün olduğu kadar, kaybedilmiş saflığın da sembolüdür. Bunun yanında tabloda, ressamın intihar edeceği yaşa eşit biçimde, 37 insan figürünün yer alması dikkat çekicidir.


Vincent van Gogh'un Tutuklular Çemberi, bozuk akıl sağlının dışa vurumu olarak Doré'ninkine bazı eklemeler ve bu gravürden bazı farklılıklar barındırır. Kullanılan renkler bakımından van Gogh'unki daha aydınlık bir tablo olarak görünse de ressam, karamsarlığın dozunu artıracak bazı yeniden düzenlemelere yer verir. Yukarıdan gelen ışığı tabloda kullanmaz, arka duvarın dar çizimiyle avluda bir sıkışmışlık hissi yaratılır, bu daraltma sebebiyle altıgen olan avlu dörtgene dönüşür, duvardaki tuğlaların nizamiliği önemsenmez ve farklı geometrik şekillerde çizilir.


Duygu durumunun aynası haline gelen tablolarından bir diğeri olan Tutuklular Çemberi, kişisel sembolizminin en karanlık tezahürlerinden biridir aynı zamanda. Çaresizliğin ve umutsuzluğun yeşil-mavi bir dışavurumu olarak değerlendirilebilen tablo, ezbere, yenik ve keyifsiz bir teslimiyetle, başları yukarıdaki iki kelebeğe değil, yere dönük yürüyen tek renkli hapishane kıyafetleri içindeki bedenler ruhun sıkılmışlığını başarıyla yansıtıyor. Onları tek tipleştirmek isteyen fabrikasyon kıyafetlere rağmen ressamın dokunuşuyla renklenen sarı saçlar, yüzü izleyene dönük ortadaki figürün kimliğini açık ediyor. Vincent van Gogh, kendisine bakıyor, seyircisini izliyor.

4 küçük kemerli pencerenin sıkışmışlık duygusuyla alay eder gibi konumlanarak yükselen bu taştan duvarlar, mahkumların yanı sıra izleyenin de dış dünyayla tüm bağlantısını kesen bu tuğlalar, aşılamaz yalnızlığın ve içinden çıkılamayan manevi esaretin sertliğini metaforize ediyor. Akıl hastanesindeki kendi tutukluluğu, ruhunu kafeste hisseden bir adamın kıstırılmışlığını ve psikolojik izolasyonunu ustalıkla geçirir karşıya.


Popüler kültürün birçok noktasında karşımıza çıkan van Gogh ve eserleri, bu tabloyla da görünür olur. Tüm zamanların en iyi yönetmenlerinden biri olarak anılan Amerikan film yönetmeni Stanley Kubrick'in Anthony Burgess'in aynı adlı yapıtından uyarladığı, 1971 yapımı "A Clockwork Orange"ında van Gogh'un Tutuklulular Çemberi'nin ilham kaynağı olduğu bir sahne yer alır.


"İnsanlığın korkunç tutkularını kırmızıyla ve yeşille resmedeceğim" diye yazmıştı. “…Gözlerimin önünde gördüğümü aynen yansıtmaya çalışmak yerine, kendimi zorla ifade etmek için renkleri daha gelişigüzel kullanıyorum.” Van Gogh, sanat kariyerinin çok kısa süreceğini biliyormuşçasına, bir aciliyet duygusuyla resim yaptı ve belirgin, kasıtlı ve yoğun olan kalın, üst üste bindirilmiş fırça darbeleriyle neredeyse tuvali yaraladı. "Asıl olanı abartmak ve bariz belirsizliği bırakmak" istiyordu.


Eserin künyesi:

Orijinal adı: Prisoners' Round

Ressam: Vincent Willem van Gogh

Konum: Puşkin Müzesi, Moskova

Tarih: 1890

80 cm x 64 cm, tuval üzerine yağlı boya