Edebiyatın Başkent'teki Buluşması
Edebiyatın Başkent'teki Buluşması
Suphiye Orancı'ya yeni bir çağrı
Suphiye Orancı'ya yeni bir çağrı
Hasan Can Kaya taburcu oldu
Hasan Can Kaya taburcu oldu
Charles'ın cenaze planları güncellendi
Charles'ın cenaze planları güncellendi
123456789
Edebiyatın Başkent'teki Buluşması
Edebiyatın Başkent'teki Buluşması
Suphiye Orancı'ya yeni bir çağrı
Suphiye Orancı'ya yeni bir çağrı
Hasan Can Kaya taburcu oldu
Hasan Can Kaya taburcu oldu
Charles'ın cenaze planları güncellendi
Charles'ın cenaze planları güncellendi
123456789

Abbas Kiyarüstemi'den yalan ve gerçeğe... Yakın Plan

Dünyaca ünlü, İranlı Auteur yönetmen Abbas Kiyarüstemi'nin pek çok eleştirmen ve yönetmen tarafından dünya sinemasının baş yapıtı olarak değerlendirilen 1990 yapımı filmi Yakın Plan (Orijinal adı: Nema-ye Nazdik), dönüşümselliğiyle sinema uylaşımları üzerine düşündüren dikkate değer bir yapım.

Gülara Subaşı

Altın Palmiye ödüllü Kiyarüstemi'yi dünyaya tanıtan "Yakın Plan", birebir gerçek bir hikâyeden uyarlanan ve gerçek kişilerin kendilerini oynadığı özdüşünümsel bir film olması açısından klasik anlatının dışında kalan ve izleyicisine sanat sinemasının keyfini hissettiren bir eser.


Yakın Plan, sinema tutkunu Hossain Sabzian'ın bir aileye kendisini İran sinemasının önemli yönetmenlerinden Mohsen Makhmalbaf olarak tanıtması, ailenin de bu durumu anlayınca adamı tutuklatmasını anlatır. Filmin ortaya çıkış hikâyesi şöyledir: Kiarostami gazetede, bir dolandırıcının, kendini ünlü sinema yönetmeni, Mohsen Makhmalbaf olarak tanıtarak gittiği bir evde, aileyi bir süreliğine dolandırdığına ve bunun sonucunda tutuklandığına dair küçük bir haber okur ve haberi takip ederek cezaevinden çıktıktan sonra dolandırıcı Sabzian ve aileyle birlikte, hikâyeyi olduğu gibi yeniden canlandırırlar.¹


Kiyarüstemi, çok katmanlı bir yapıyla kuruduğu Yakın Plan'da gerçekten yaşanan bu olayın filmleştirmesinin filmini çeker. İki katmanlı olarak film içinde bir film izleriz. Sinema üretim süreci üzerine düşündüren Yakın Plan'ın bu anlamda kendi üzerine dönüşlü, "self reflective" olduğu söylenebilir. Filmin, kamera açılarının kullanımı, mahkeme sahnesindeki yeniden canlandırmalar, uzaktan gizli çekimmiş gibi bir üslup yaratılan görüntüler, titrek kamera gibi biçimsel denemelerle kurmaca ve belgeselin sınırlarında dolaştığı görülebilir.


Film, mahkeme sahnesindeki canlandırmalar, yargılanma sahneleri, karar verici merciin konuşmalarını içermesi açısından devrim sonrasının adalet sistemini, gözler önüne sermesi sebebiyle de belge niteliğindedir.

Kiyarüstemi'nin "gözbebeğim" diyerek andığı film, yönetmenin sinemasında büyük yer tutan ve imzası olarak değerlendirilen bir araba sahnesiyle açılır. Yönetmen, "Ve Hayat Devam Ediyor" ve "Kirazın Tadı" gibi bu filmde de kullandığı bir arabanın ön camından yapılan çekimlerle seyirciyi klasik anlatıdan uzakta konumlandırır. Bir pencereden yapılan çekim izleyiciyi dünyayı farklı bir yönden algılamaya davet eder.²


Bu araba içi diyalog sahnesinde bir gazeteci, çok büyük bir haber yakaladığını, bir ailenin aslında Makhmalbaf olmayan bir adam tarafından dolandırıldığını heyecanlı bir şekilde şoföre anlatır. Uzun plan sekansın kullanıldığı bu sahnede taksici ve gazetecinin diyalogları üzerinden bir anlatı yaratılır, araya klişelerin sokulmadığı bu durağan sohbette izleyici benimsenen gerçekçi üslup sayesinde akan bir olayın içine yerleştirilen bir kameradan gerçek hayatı seyrettiği izlenimine kapılır.

Yakın Plan'da detaylarla toplumsal gerçekçi bir bakış yakalanır, kendisini Mahmelbaf olarak tanıtan Sabzian, bunu yalnızca karnı aç olduğu ve belki o kişilerin evinde yemek yiyebileceğini düşünerek yapar. Film, sekiz senelik bir savaşın hemen ardından felaket ve yoksulluk içerisindeki bir toplumu ve aynı toplumda bir sinema yönetmenine gösterilen saygıyı anlatır.³


Toplumun sosyo-ekonomik düzeyi, hiyerarşik işleyiş, sinemanın olanakları, orta ve alt sınıf arasındaki uçurum, kent manzarası, hapishane, adalet sistemi gibi olgular bu filmle gözler önüne serilmiş, kimi noktalarda sorgulanmıştır. Bu film, bir yandan yönetmenin gerçeği sinema medyumu aracılığıyla elde tutma çabasını göstermekte, diğer yandan da sinemada gerçeklik ve sanallık kavramlarını sorgulamaktadır.⁴

Filmde, Kiyarüstemi’nin dolandırıcının sinema tutkusundan etkilenerek, onu bir anlamda akladığı söylenebilir. Öyle ki Hossein Sabzian, Kiyarüstemi sayesinde aileyle ilişkilerini düzeltir, Makhmalbaf’la tanışır, cezaevinden çıkar.


Bazı okumalara göre, Heidegerci bir yaklaşımdan yola çıkarak yönetmenin yalanı gerçeğe dönüştürdüğü söylenir. Sabzian, ev halkına evlerinde bir film çekeceği sözünü verir, bir yönetmene sonsuz saygıları olan aile halkı, sinemayla ilgili olmaları ölçüsünde bu olaydan büyük bir heyecan duyar. Fakat Sabzian’ın dolandırıcı olduğunu keşfetmeleri ve bunu doğrulamaları akabinde büyük bir hayal kırıklığına uğrayarak, Sabzian’ı tutuklatırlar. Kiyarüstemi'nin, Yakın Plan filmini gerçekleştirmesiyle Sabzian’ın ailenin evinde film çekeceğine ilişkin iddiası doğrulanmış olur, Kiyarüstemi yalanı gerçeğe dönüştürür. Böylece film vasıtasıyla hakikat olmayan noktadan gelen patika hakikate ulaşmış olur.⁵

Kısmen belgesel, kısmen sahnelenmiş film olan Yakın Plan'da, Sabzian'ın, Makhmalbaf'ın kimliğini gasp etmesinin ahlaki gerekçesi inceleniyor ve onun kültürel-sanatsal yeteneğini hissetme gücü sorgulanıyor. İngiliz Film Enstitüsü'nün Tüm Zamanların En İyi 50 Filmi arasında yer alan Yakın Plan, QuentinTarantino, Martin Scorsese, Werner Herzog, Jean-Luc Godard ve Nanni Moretti'den övgü alır ve tüm Avrupa'da gösterime girerek başarısını dünyaya duyurur.

¹,³,⁴,⁵  Saadati, S. M. S. (2020). Heidegger’in Felsefi Hermenötiği Açısından Abbas Kiarostami’nin Sanatını Okumak. Artuklu Sanat ve Beşeri Bilimler Dergisi, 4, 29-51.

² Sheibani, K. (2010). Kiarostami ve Modern Fars Şiir Estetiği. Sinecine, 1 (1), 97-122.