Anadolu'dan Esintiler Türk Caz Musikisi Turnesi
Anadolu'dan Esintiler Türk Caz Musikisi Turnesi
Adana'da Puduhepa Sergisi Açıldı
Adana'da Puduhepa Sergisi Açıldı
Rossini'nin II. Mehmet operası AKM'de
Rossini'nin II. Mehmet operası AKM'de
Azerbaycan Atabeyleri belgesel filminin galası yapıldı
Azerbaycan Atabeyleri belgesel filminin galası yapıldı
123456789
Anadolu'dan Esintiler Türk Caz Musikisi Turnesi
Anadolu'dan Esintiler Türk Caz Musikisi Turnesi
Adana'da Puduhepa Sergisi Açıldı
Adana'da Puduhepa Sergisi Açıldı
Rossini'nin II. Mehmet operası AKM'de
Rossini'nin II. Mehmet operası AKM'de
Azerbaycan Atabeyleri belgesel filminin galası yapıldı
Azerbaycan Atabeyleri belgesel filminin galası yapıldı
123456789

İzmir'de Ayşegül ikinci doz kuduz aşısını yaptıramadı!

Gerekli aşıların yapılmaması durumunda yüzde 100 ölümcül bir hastalık olan kuduz, halk sağlığını tehdit etmeye devam ediyor. Tüm Türkiye'de aşı sıkıntısı yaşanırken, hastalara 4 doz uygulanması gereken aşı, pek çok yerde 1-2 dozla sınırlı kalıyor.

Semra İğtaç

İZMİR- Gerekli aşıların yapılmaması durumunda yüzde 100 ölümcül bir hastalık olan kuduz, halk sağlığını tehdit etmeye devam ediyor. Tüm Türkiye'de aşı sıkıntısı yaşanırken, hastalara 4 doz uygulanması gereken aşı, pek çok yerde 1-2 dozla sınırlı kalıyor. Aşı yetersizliği nedeniyle önceden acil servislerde yapılan kuduz aşısının, enfeksiyon hastalıkları uzmanı onayına bağlandığı ancak sorununun 10 güne kadar çözüleceği öğrenildi.

Türkiye genelinde olduğu gibi İzmir’de de kuduz aşısı yaptırmak için hastanelere başvuran hastalar, aşı bulunmaması sorunuyla karşı karşıya kalıyor. Sağlık kuruluşlarında sadece çok zorunlu olan hastalara aşı uygulaması yapılıyor. İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Tıp Fakültesi öğrencisi 19 yaşındaki Ayşegül Erdoğan, kafede oturduğu sırada sokak köpeği tarafından ısırıldı. Erdoğan, ilk doz kuduz aşısını olmasına rağmen ikinci doz aşısını yaptıramadı. 

AŞININ İKİNCİ DOZUNU BULAMADI

Isırıldıktan sonra panikle hastaneye giden ve aşı olması gereken Erdoğan, gittiği her hastaneden "Kuduz aşısı yok, bekleyeceksiniz" cevabını aldı. Sağlık Bakanlığı yetkilileriyle de iletişime geçen Erdoğan, Bakanlık'tan da aynı yanıtı aldı. Sağlığından endişe duyduğunu dile getiren Erdoğan, köpek ısırmasından 2 gün sonra Eskişehir ve Manisa’dan gelen sınırlı sayıdaki aşılardan ilk doz aşısını yaptırabildi. 1 Ocak’ta olması gereken ikinci dozu ise hâlâ bulamadı.

Erdoğan, GAZETE DURUM'a tıp öğrencisi olduğunu ve sağlık konusundaki bu yetersizliğe çok üzüldüğünü anlattı. Isırıldıktan ancak 2 gün sonra ilk doz aşısını olduğunu ve bir aşı takvimi oluşturulduğunu belirten Erdoğan, "Aşı takvimine göre 4 doz aşı olmam gerekiyor fakat 1 Ocak’ta olmam gereken ikinci dozu hala daha olamadım. Gerçekten çok üzücü bir durum. Ben de tıp okuyorum. Sağlık konusundaki bu kadar yetersizlik çok üzdü beni. Sağlığımdan endişe ediyorum” diye konuştu.

ONAYA BAĞLANDI

Sağlık Bakanlığı, yaklaşık iki hafta önce kuduz aşısının gereksiz kullanıldığına dair sağlık kuruluşlarına bir yazı gönderdi. Ardından da acil servislerde yapılan kuduz aşısı uygulaması, enfeksiyon hastalıkları uzmanı onayına bağlandı.


TEMİNİNDE SIKINTI YAŞANIYOR

Başka ülkelerde de benzer sıkıntıların yaşandığı belirtilirken Türkiye’nin üçüncü büyük kenti İzmir’de de kuduz aşı bulmak oldukça sıkıntılı hale geldi. Hastaneye kuduz aşısı olmak için müracaat eden birçok hasta eli boş dönüyor.


"KUDUZ AŞISI TEDARİKİNİ BAKANLIK SAĞLAMALI"

İzmir Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi, Tıbbi Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. F. Yüce Ayhan, kuduz aşısının ithal bir ürün olduğunu, Sağlık Bakanlığı tarafından temin edildiğini anımsattı. İllere aşı dağıtımının Bakanlık tarafından ve il sağlık müdürlüklerine teslimi yoluyla yapıldığını anlatan Dr. Ayhan, "İl Sağlık Müdürlükleri Bakanlık'tan tedarik ettikleri aşıları öncelik kuduz tedavi merkezlerinde olmak üzere sağlık kuruluşlarına dağıtıyor. Bakanlığın yeterli aşı sevkiyatı olmadıkça il sağlık müdürlüklerinin bu konuda yapabileceği çok fazla bir şey yok" dedi. 

Dr. Ayhan, esas sorunun aşı gibi toplum sağlığı açısından stratejik bir ürünün Türkiye'de üretilmemesi olduğuna dikkat çekti. Mevcut aşı üretim teknolojisinin, altyapının tasfiye edilmiş olmasının hata olduğunu kaydede Dr. Ayhan, şöyle devam etti:

"Burada sadece Hıfzıssıhha değil veterinerlik araştırma enstitülerine bağlı aşı üretim merkezlerinin de faaliyet dışı kalması söz konusu. Bakanlığın aşı üretim faaliyetine yönelik hedefleri dile getirilse de bunun ne şekilde organize edileceği ve ne zaman sonuçlanacağı kamuoyuna net biçimde açıklanmadı. Bakanlığın sıkıntının sebeplerini, bu soruna yönelik çözüm hedeflerini kamuoyu ile şeffaf bir biçimde paylaşması gerek. Aşı bir ticari emtia değil toplum sağlığı açısından stratejik bir ürün olarak görülmeli ve planlamalar bu perspektif ile yapılmalıdır."