Erkan Yolaç'ın cenaze programı belli oldu
Erkan Yolaç'ın cenaze programı belli oldu
Ünlü isimlere Gazze tepkisi
Ünlü isimlere Gazze tepkisi
Evgeny Grinko'dan 'Uzun İnce Bir Yoldayım'a yeni yorum
Evgeny Grinko'dan 'Uzun İnce Bir Yoldayım'a yeni yorum
Ücretsiz olacak başvurular başladı
Ücretsiz olacak başvurular başladı
123456789
Erkan Yolaç'ın cenaze programı belli oldu
Erkan Yolaç'ın cenaze programı belli oldu
Ünlü isimlere Gazze tepkisi
Ünlü isimlere Gazze tepkisi
Evgeny Grinko'dan 'Uzun İnce Bir Yoldayım'a yeni yorum
Evgeny Grinko'dan 'Uzun İnce Bir Yoldayım'a yeni yorum
Ücretsiz olacak başvurular başladı
Ücretsiz olacak başvurular başladı
123456789

Kılıçdaroğlu, dört ayaklı stratejilerini açıkladı

CHP Genel Başkanı ve Millet İttifakı'nın Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu, iktidar olurlarsa uygulayacakları stratejiyi “Demokrasi, üretim, sosyal devlet ve sürdürülebilirlik” olarak açıkladı.

Haber Merkezi

ANKARA- CHP Genel Başkanı ve Millet İttifakı'nın Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu, iktidar olurlarsa uygulayacakları stratejiyi “Demokrasi, üretim, sosyal devlet ve sürdürülebilirlik” olarak açıkladı.

Kılıçdaroğlu, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin düzenlediği İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi kapsamındaki Millet İttifakı Genel Başkanlar Buluşması'na katılmak için İzmir’e gitti. Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi’nde düzenlenen programa Kılıçdaroğlu’nun yanı sına DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu ve Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal katıldı. Kongreye, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener  katılmazken, İYİ Parti'yi partinin Kalkınma Politikaları Başkanı Ümit Özlale temsil etti.

Programın açılışını yapan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, "İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi, Türkiye’nin içinden geçtiği bu kritik anlarda Millet İttifakı’nın attığı tarihi adımlara İzmir’den yaptığımız gönülden bir katkıdır. Katkımızın içinde binlerce işçinin, çiftçinin, iş insanının alın terini ve ruhunu koyduk. Yüzlerce uzmanın birikimini koyduk. Umarım kabul buyurursunuz. Artık çok iyi biliyoruz; Bir şey değişecek, her şey değişecek" dedi.


Daha sonra kürsüye çıkan Kılıçdaroğlu'nun konuşması özetle şöyle:

TEMEL UNSUR, EKONOMİK BAĞIMSIZLIK: Zor zamanlardan geçtiğimizin farkındayım. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü, ben hep iki temel ilke ile anarım. Çok farklı şekillerde anlatılır. Benim gönlümdeki ve yüreğimdeki Gazi Mustafa Kemal’in iki temel ilkesi vardır. Bir; siyasi bağımsızlık. Kendi sözleriyle ‘Özgürlük ve bağımsızlık benim karakterimdir’ der. Bayrağımın altında özgürce yaşamak isterim. İkinci ilkesi ise ekonomik bağımsızlıktır. İzmir’de yüzyıl önce yapılan kongrede Gazi Mustafa Kemal, şöyle söyler; ‘Siyasi ve askeri zaferler ne kadar büyük olursa olsun iktisat zaferleri ile taçlandırılmazsa elde edilen zaferler sürüp gidemez, az zamanda söner.’ Siyasi bağımsızlığın kalıcılığını sağlayan temel unsur, ekonomik bağımsızlıktır. Bugüne kadar büyük sıkıntılar çektiğimizi biliyoruz. Zaman zaman büyük krizlerin yüz yıl içinde çıktığını biliyoruz. Ama öyle bir sistem, düzen kuralım ki kim iktidara gelirse gelsin, en azından bir daha bu tür krizlerle Türkiye karşı karşıya kalmasın.

BİRİNCİ AYAK, GÜÇLÜ BİR DEMOKRASİ: Dört ayaklı bir stratejiden söz edeceğim. Birinci ayak, güçlü bir demokrasi. Güçlü bir parlamenter sistem. Altı lideri bir araya getiren temel felsefenin özünde demokrasi yatıyor. Demokrasinin gelişmediği hiçbir ülke gelişmemiştir. Dolayısıyla dünyaya baktığınızda, kişi başına gelirin en yüksek olduğu ülkelerin tümünde güzel bir demokrasi anlayışı ve geleneği vardır. Biz de demokrasimizi geliştirmek zorundayız. Kuvvetler ayrılığını getirmek zorundayız. Yasama, yargı ve yürütmeyi sağlıklı işleyen, biri birini denetleyen güçler haline getirmek zorundayız. Sağlıklı işleyen hiçbir demokraside denetimsiz alan yoktur. Her alan mutlaka denetlenir. TBMM mi? O da denetlenir. Kim? Anayasa Mahkemesi denetler. Yanlış bir yasa yaptıysanız Anayasa Mahkemesi’ne gidilir ve Anayasa Mahkemesi, parlamentoya, ‘Yanlış yaptın, lütfen hatanı düzelt’ der. Ve o hata düzeltilir.

ULUSAL VERGİ KONSEYİ KURACAĞIZ: Siyaset kurumunun hesap vermesi gerekir. İktidar sahipleri eğer halka hesap veremiyorsa orada demokrasi yoktur. Demokrasinin varlığı, halktan toplanan vergilerin hesabının halka verilmesidir. Ve devlette saydamlığın sağlanmasıdır. Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’e geçerken, bunu Millet İttifakı olarak vaat ederken Ulusal Vergi Konseyi kuracağız. 85 milyondan toplanan vergilerin nerelere harcandığını, Ulusal Vergi Konseyi, her yıl toplanacak bir rapora bağlayacak, Resmi Gazete’de yayınlanacak. Tüm Türkiye’de işçisinden emeklisine kadar, sanayicisinden esnafına kadar herkes bilecek; benim ödediğim vergiler nerelere harcandı. Altı lider bunu taahhüdünü yaptık, altına imza attık.

SİYASİ AHLAK KANUNU ÇIKARACAĞIZ: Başka bir şey daha; sağlıklı işleyen demokrasilerde siyaset kurumunun lekelenmemesi lazım. Temiz kalması lazım. Bu konuda da bir irade ortaya koyduk. Siyasi ahlak, etik kanunu çıkaracağız diye altı lider altına imzayı attık. Eğer siyaset ahlak zemininde yürürse pek çok sorun kendiliğinden çözülmüş olur zaten. Siyasetçi ile halk arasında güvenin büyük ölçüde sarsılması, siyasi etik yasasının olmamasındandır. Böyle bir yasa olduğu zaman çok farklı bir Türkiye’yi inşa etmiş olacağız.

İKTİDAR SAHİPLERİ GELECEK, TBMM’DE HESABINI VERECEK: Elbette siyaset kurumu, yani iktidar sahipleri parlamentoya bütçe getirirler. Yani halktan topladıkları vergileri, yaptıkları borçlanmaları, yani yaptıkları özelleştirmelerle elde ettikleri gelirlerin nerelere harcandığını belirlerler. Dolasıyla harcanan paraların sağlıklı bir şekilde harcanıp harcanmadığının hesabının verilmesi lazım. Nereye, aynı zamanda? Parlamentoya da verilmesi lazım. Bunun için yine altı lider oturduk, tartıştık ve önemli bir karar daha aldık. TBMM’de Plan ve Bütçe Komisyonu dışında bir de Kesin Hesap Komisyonu kuracağız dedik. Yani bir yıl önceki bütçenin kaynaklarının nerelere harcandığının hesabını verelim diye. Bir şey daha yaptık, bizim tarihimizde ilk. Kesin Hesap Komisyonu’nun başkanı ana muhalefetten olacak. Yani iktidar sahipleri gelecek, TBMM’de hesabını verecek.

İKİNCİ AYAK ÜRETİM: İkinci hedefimiz, ikinci ayak, üreten Türkiye. Türkiye’nin üretmesi lazım. Her alanda üreten bir Türkiye. Sanayiden tarıma kadar, kültürden başlayarak hayatın her alanında üreten bir Türkiye. Üreten Türkiye, güçlü Türkiye’dir. Kaynaklarınız, yeriniz, yurdunuz, tarlalarınız, ovalarınız, dağlarınız, güzel çalışkan insanlarınız var ama üretimden koparılıyor. Herkes üretecek. Herkes üretim zincirinin önemli bir parçası olacak. Herkesin ürettiği bir Türkiye, güçlü bir Türkiye’dir. Herkesin ürettiği bir Türkiye, dışarıya el avuç açmayan bir Türkiye’dir. Herkesin ürettiği ve kazandığı bir Türkiye, komşularına yeri geldiğinde her türlü yardımı yapabilecek güce ve kapasiteye sahip bir Türkiye demektir. Ama 21’inci yüzyıldayız, neyi nasıl üreteceğimizi çok iyi bilmek zorundayız. İnsanoğlu, tekerleği 1 milyon yılda üretti. Şimdi her sanayide birden fazla buluş var.

ÜÇÜNCÜ AYAK GÜÇLÜ BİR SOSYAL DEVLET: Üçüncü ayağımız; güçlü bir sosyal devlet inşa edeceğiz. Güçlü bir sosyal devlet inşa edemezseniz istediğiniz kadar üretin, ama hakça bölüşmezseniz, toplumun bir kesimi yoksul olursa orada huzur olmaz, bereket de olmaz. Huzurun olması, yaratılan kaynağın hakça bölüşülmesine bağlıdır. Hiçbir çocuğun yatağa aç girmediği Türkiye’yi demokrasiyle, sosyal devletle yeniden inşa edebiliriz.

DÖRDÜNCÜ AYAK SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK: Dördüncü ayağımız, sürdürebilirlik. Gayet güzel, demokrasiyi getirdiniz, ürettiniz, sosyal devleti inşa ettiniz ama durduğunuz andan itibaren geriye gidersiniz. Dünya hızla değişiyor. Siz, bu değişime ayak uydurmak zorundasınız. Sürdürülebilirliğin kilit anahtarı, devlette liyakattir. Yani birikimli insanların devlette olmasıdır. Yani birikimli, üreten insanların üniversitede olmasıdır. Burada değişime ayak mı uyduracağız, değişime öncülük mü yapacağız? Biz, değişime ayak uydurmak istemiyoruz. Onlar yaptı, biz de yapalım. Hayır, biz yapalım, onlar bizi izlesinler.

DİĞER LİDERLER DE SÖZ ALDI 

DEVA lideri Babacan da yaptığı konuşmada, Kılıçdaroğlu’na seslenerek, “Sayın Cumhurbaşkanımıza, yemin töreninden sonra yapacağı ilk konuşmada ‘Ey basın mensuplarımız, yazarlarımız, düşünürlerimiz, derin bir nefes alın, artık özgürsünüz’ demesini önereceğim. Gençlerin kaçmak istediği değil, yaşamak istediği Türkiye’yi hedefliyoruz" dedi. 

Demokrat Parti lideri Uysal,  “Özgür insanlarla Türkiye’yi yarınlara taşıyacağız. Yükselen umudu büyütmek zorundayız” diye konuştu.

Gelecek Parti lideri Davutoğlu, “Ekonomiyi temizlemek istiyorsak şu anda yaşayan bütün cumhurbaşkanı, başbakanlar ve ilgili bakanların tümü mal varlığı beyanında bulunmalıdır” dedi.

Saadet Partisi lideri Karamollaoğlu da “Devlet adalet üzerine inşaa edilir. Şu an Türkiye’de yapılması gereken en önemli konu uçak üretimidir. Şu an havanda su dövüyoruz” dedi. Özlale de konuşmasında “Yeni bir devlet anlayışı inşa edeceğiz” ifadesini kullandı.