SP'li Çalışkan: İran'da yaşananlar "Turuncu Devrim" darbe girişimi

Akın Bodur

İSKENDERUN- Saadet Partisi (SP) Genel İdare Kurulu (GİK) Üyesi Necmettin Çalışkan, İran olaylarını tarafsız bir yaklaşımla ele almak gerektiğini belirterek, İran'ı insafsızca eleştirmenin Batı'nın tezgâhı olduğunu kaydetti.

SP GİK Üyesi Çalışkan, yaptığı yazılı açıklamada, 1979 yılında İran'da yapılan devrim sonrası, yönetimin 43 yıldır dış müdahaleler ve ambargolara rağmen sistemi oturtma çabasının devam ettiğini ifade etti. Mahsa Amini’nin ölümüyle birlikte meydana gelen olayların tüm İran'ı karıştırdığını belirten Çalışkan, "İnsanın başını örtmediği için şiddet uygulanması, ahlak polisi adı altında müdahale edilmesi ve tutuklanması doğru değildir ama hataları olsa da İran’ı insafsızca eleştirmek, Batı’nın tezgâhıdır” değerlendirmesinde bulundu.  

"Suriye’den sonra hedef İran ve Türkiye"

Çalışkan, İran’da gerçekleştirilen "Turuncu Devrim" darbe girişimindeki olayların İran'ın karıştırmaya yönelik eylemler olduğunu dile getirerek, "Önceki yıllarda da hayat pahalılığı, mazot fiyatlarının yüksekliği ve ülkede yapılan yüksek zamları protesto etmek için halk sokaklara dökülmüştü. İran'ın 3 bin yıllık Pers tecrübe ve gelenekleri ile bu olaylar püskürtülmüştü. Aslında İran o kadar özgür ki halk yönetimi istediği gibi protesto edip eylem düzenleyebiliyor" dedi.

İran'da meydana gelen olayların sebeplerini beşe ayıran SP'li Çalışkan, şöyle devam etii:

"Birincisi; İran geçtiğimiz hafta Şanghay üyeliğine imza attı. Amerika’nın başını çektiği tek kutuplu dünyaya alternatif oluşturulan Şanghay Beşlisi daha da güçlendi. Böylelikle İran kendisine gelebilecek dış müdahalelere karşı sağlam bir adım atmış oldu. İkincisi; Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi, ülkede geniş çaplı yürüttüğü yolsuzlukla mücadele sürecinde başarılı görülüyor. Bu durum ülke içinde ve dışında milli çıkarların aleyhine davranan çevrelerde rahatsızlıklara neden olmuştur. Üçüncüsü; devrimden beri Amerikan ambargosuyla karşı karşıya bulunan İran; dişli, direnişi güçlü bir ülke olarak boyun eğmeden Amerika’nın karşısında 40 yıldır mücadelesini sürdürüyor. Dördüncüsü; nükleer görüşmelerde İran’ın geri adım atmadığı, duruşundan taviz vermediği, buna karşılık batılıların bundan rahatsız oldukları, sonucunda da bu tarz halk ayaklanmalarına ve darbe girişimlerine destek verdikleri anlaşılıyor. Beşincisi ve en önemlisi de dünyada Siyonizm’e karşı direnen tek ülke net olarak İran’dır. İsrail’e karşı Filistin mücadelesinde dünyada açıktan destek veren ülke özelliğini koruyor. Lübnan’daki direniş gruplarına katkı sağlıyor. Bu nedenle Siyonizm’in karşısındaki büyük kalenin direnişi olarak görülebilir."

Eski SP Genel  başkanı Necmettin Erbakan'ın Suriye ve İran konusunda yaptığı uyarıları anımsatan Çalışkan, "Bugün İran karıştırılmaya çalışılıyor. Milli Görüş lideri merhum Prof. Dr. Necmettin Erbakan Hoca’nın tarihi uyarısından belirttiği gibi Suriye’den sonra hedef İran ve Türkiye’dir” ifadelerini kullandı.