Atatürk'ün Kullandığı En Sert İfade

İlhan Deliktaş

Siyasi liderlerin birbirlerine çok ağır sözler söylediği bir dönemi yaşıyoruz.

1929’da yaşanan Büyük Buhran’ın dünya genelinde sarsıcı bir etkisi oldu. Türkiye de buhrandan etkilendi ancak Cumhuriyet’in ilk yıllarında uygulanan tarım politikasının yararını da gördü. Kara bulutlar yalnızca üzerimizden geçiyordu. Bu dönemde içinde bulunulan sorunlara çare aramak niyetiyle çeşitli çevrelerden insanlar Atatürk’e “Amerika’daki gibi Cumhurbaşkanı ve Başbakan’ın görevini tek kişinin yaptığı bir sisteme geçilip geçilemeyeceğini” soruyordu. Atatürk, Akşam gazetesine yaptığı açıklamada “Amerika sistemini memleketimizde tatbik etmeyi hiç hatırıma getirmedim. Reisicumhurlukla Başvekâleti birleştirmeyi düşünmedim ve düşünecek adam olmadığım bütün milletçe malûmdur zannederim.” Diyordu.

Bir gün genel sekreter Hasan Rıza Soyak bu konuyu açınca “Şaşarım, o efendilerin aklı perişanına. Hep biliyoruz ki, memleketimizin başına gelen felaketlerin çoğu şahsî idareden gelmiştir. Bu kadar geri kalmamızın başlıca amillerinden biri de budur. Biz öteden beri, böyle bir idareyi bertaraf etmek için mücadele ettik. Şimdi nasıl olur da benim aynı yoldan gitmem, yeniden devlet hayatında tarafımdan böyle bir çığır açılması istenebilir.” diyerek öfkesini açıkça dile getirdi. Atatürk’ün ağzından çıktığı bilinen en ağır ifadeyse bu açıklamadaki “şaşarım onların aklı perişanına” oldu. Belki de Mustafa Kemal Atatürk'ün nezaketine sahip bir lidere ihtiyacımız vardır.