Erkan Yolaç'ın cenaze programı belli oldu
Erkan Yolaç'ın cenaze programı belli oldu
Ünlü isimlere Gazze tepkisi
Ünlü isimlere Gazze tepkisi
Evgeny Grinko'dan 'Uzun İnce Bir Yoldayım'a yeni yorum
Evgeny Grinko'dan 'Uzun İnce Bir Yoldayım'a yeni yorum
Ücretsiz olacak başvurular başladı
Ücretsiz olacak başvurular başladı
123456789
Erkan Yolaç'ın cenaze programı belli oldu
Erkan Yolaç'ın cenaze programı belli oldu
Ünlü isimlere Gazze tepkisi
Ünlü isimlere Gazze tepkisi
Evgeny Grinko'dan 'Uzun İnce Bir Yoldayım'a yeni yorum
Evgeny Grinko'dan 'Uzun İnce Bir Yoldayım'a yeni yorum
Ücretsiz olacak başvurular başladı
Ücretsiz olacak başvurular başladı
123456789

MERDAN YANARDAĞ YALNIZDIR!

Esat Selışık

TELE1 Genel Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ’ın yaşadığımız deprem trajedisini intikamcı, hesaplaşmacı, kindar bir dil ile mahsuplaşma sözlerini kelimenin tam anlamı ile “dehşet içinde” dinledim.

Yanardağ, şunları söylüyordu:

“İnsanlar bile bile merkez sağ muhafazakar partilere, gerici partilere göre göre oy vermeye devam ettiler. 'Gölcük depremini Donanma Komutanlığı'nda dans ediyorlar da bu yüzden Allah'ın cezası onları vurdu' diyen zihniyet bugün iktidardır. Bu zihniyet, bu bölge ağırlıklı olarak dindar bir bölgedir. Geleneklerin egemen olduğu bir bölgedir. Burada hangi yalanı bulacaksınız? Hangi gerekçeyle cezalandırabilmiş olabilir ki Tanrı?"




Tanrı inancı ile adeta alay eden sözlerinin gerekçesi olarak “Gölcük depremini Donanma Komutanlığı'nda dans ediyorlar da bu yüzden Allah'ın cezası onları vurdu” diyen zihniyeti gösteriyordu. Bahsi geçen zihniyetin iktidarda olduğunu söylüyordu.

Bilmeyenler ya da unutanlar için hatırlatayım. Bahsettiği “zihniyet” bir iktidar temsilcisine ya da mevcut iktidarın bütününe ait değil. Hatta hiç ilgisi yok.

Sözün sahibi Ahmet Ünlü. Namı diğer Cübbeli Ahmet.



Sözlerine itibar eder miyim? Etmem. Dini bilgisine, yorumlarına güvenir miyim? Güvenmem.

Toplumun ekserinden ve inanç gruplarından destek alan biri midir? Değildir.

Benim nazarımda sadece “kendi öznel inancını” temsil edebilir o kadar… Daha fazlası değildir.

O dönem söylediği sözler de tepki çekmiş. Söylediklerine pişman edilmiştir.

O sözleri de hatırlayalım:

“Böyle zelzele mi görülmüş? İngiliz gavuru gelmiş Adapazarı’nda inceleme yapıyor. Dedi ki, ‘Biz bilim adamları böyle bir zelzele görmedik. Allah sizlere bir şeyler yapmış’ diyor. İngiliz bile anladı ki, "Allah özel bir muamele yapmış. Hiçbir yerde olmayan zelzeleyi buraya özel yapmış. Darmaduman oldu gitti.

Kim ibret alacak, kim uyanacak? Biz bunları korkutuyoruz ama azgınlıkları artıyor. Öbürü orda baldırı bacağı çıplak çıkmış. O gece neler çıktı ne oteller indi. Hep merkezlere vurdu böyle. Otellerden çırılçıplak, hepsi indi aşağıya. Çınarcık sahilleri… İzmit Adapazarı’nda fuhuş otelleri…

Türkiye’deki faiz oranının yüzde 80’i nerede? Adapazarı’nda. Mevla, depremde nereye vurdu? Faiz ve zina yuvalarını vurdu. Efendim, arada Müslümanlara bir şey olmadı mı? Eceli gelen şehit olur.

Bir köşe yazarı serseri, ‘Hadi diyor efendim, ona buna acımadın da, şu çocuklara neden acımadın?’ diyor. O çocuk büyüseydi de gâvur olsaydı, ebedi cehenneme gitseydi daha mı iyi olacaktı? Hiç olmazsa şimdi oldu doğru cennete gitti. Cesetleri çıkartıyorlar. Bakıyorlar ki kaç tane ceset çırılçıplak. İki kişi zinada yakalandılar, birbirlerinin üstünde yapışıp kaldılar.”

Utanç verici , yakışıksız, ayıp sözler.

Şimdi TELE1 Genel Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ, bu sözlerin sahibini bir fikrin, bir inancın, siyasi bir oluşumun temsilcisi olarak tanımlıyor. Ve toptancı bir anlayışla, Cübbeli Ahmet “zihniyetini” bir iktidar partisinin kurumsal kimliğine ve o partiye oy veren seçmenlere yüklüyor.

Akıl tutulmasının iki durak ilerisi!

İmkanım olsa Cübbeli Ahmet’i sağ kulağından, Merdan Yanardağı sol kulağından tutup “Bu sözler çok ayıp, bir daha duymayalım” falan derdim.

Merdan Yanardağ “o kafa”nın karşısına bir başka “o kafa”yı koyuyor.

Kendisini “o kafa”ya had bildiren “o kafa” olarak konumlandırıyor.

“Siz zamanının da bize böyle demiştiniz. Şimdi biz de aynını size yapıyoruz” demeye getiriyor.

Böylece kendisini de “bir temsil makamına” yerleştiriveriyor.

Peki ama Yanardağ kimleri temsil ettiğini zannediyor olabilir ki?

CHP seçmenini mi?

Sosyal demokratları mı?

Sosyalist ya da komünistleri mi?

Solcular mı?

Kendisini bunlardan biri ya da hepsinin basın sözcüsü olarak falan görüyor ise bunu hadsiz bir cüretkarlık olarak tanımlarım.

Saydıklarımdan hiçbirisi ama hiçbirisi, Merdan Yanardağ'ın sözlerini onaylamaz ve ona kendilerini temsil payesi vermez.

Bir yanlış, bir başka yanlışla düzeltilmez.

Ateşi su söndürür. Ateş ateşle söndürülmez.

İki kafa aynı olduktan sonra, üzerlerinde cübbe olsa ne olur, ceket olsa ne?

İnsanlarımız, vicdanları ile, yüksek ahlaki değerleri ile depremzedeler için seferber oldular. Binalar yıkıldı ama insanlığımız, erdemimiz dimdik ayakta.

Pek çok ama pek çok konu var sorgulayacağımız, hesap soracağımız. Ama gün o gün değil. Gün devlet ve milletin el ele verme günü.

Öyle de oluyor...

Ne büyük bir millet olduğumuzu tüm dünyaya gösteriyoruz.

Ve görüyoruz ki “Depremzedeler Yalnız Değildir”

Ve görüyoruz ki “Merdan Yanardağ Yalnızdır”






ÇOK ŞEY YAZMAK İSTİYORUM AMA...



GAZETE DURUM'un bana verdiği bu köşede her zaman farklı farklı konulardan söz ettim.

Köşemde birden fazla konuya değindim.

Şimdi de yazmak istediğim çok şey var.

Ancak üzüntü, kırgınlık, öfke, umut, gurur... Farklı duyguların birbirine karıştığı bir ruh hali içindeyim.

Söyleyecek çok şey olunca, çok şey söylemek mümkün olmuyormuş...