Türkan Şoray'a iki haftalık yasak
Türkan Şoray'a iki haftalık yasak
'panda' olarak sergilenen hayvanlar boyanmış köpek çıktı
'panda' olarak sergilenen hayvanlar boyanmış köpek çıktı
Kalben gözaltına alındı
Kalben gözaltına alındı
Ajda Pekkan'dan büyük stadyum konseri için sürpriz!
Ajda Pekkan'dan büyük stadyum konseri için sürpriz!
123456789
Türkan Şoray'a iki haftalık yasak
Türkan Şoray'a iki haftalık yasak
'panda' olarak sergilenen hayvanlar boyanmış köpek çıktı
'panda' olarak sergilenen hayvanlar boyanmış köpek çıktı
Kalben gözaltına alındı
Kalben gözaltına alındı
Ajda Pekkan'dan büyük stadyum konseri için sürpriz!
Ajda Pekkan'dan büyük stadyum konseri için sürpriz!
123456789

"O'NUN İLMİ DIŞINDA BİR YAPRAK BİLE DÜŞMEZ"

Esat Selışık

Yazımın başlığı En’âm Suresi'ndeki bir ayet.

Bugünlerde taraftarları olan, karşı çıkanları olan, depremi anlatırken kullanılan “kader planı” ifadesini oluşturan iman temellerinden birisi.

Acılarımız olabildiğince sarıldığında depremde yaşananlar ne kadar kaderdi ne kadar ihmaldi daha geniş konuşup tartışacağız elbette.

Ben bu yazımda daha geniş tartışılacağını söylediğim konulara kısa bir giriş yapmak istiyorum.

İslam'da depremin yeri, Müslüman'ın depreme bakışı gibi konuların dini kaynaklarını vermeden, referanslarına değinmeden öncelikle şunu ifade etmek istiyorum; kader inancı sorgulanamaz ama kader planında başımıza gelenlerin sorumluları sorgulanır.

Hiç kimse sorumlusu ya da sorumlularından biri olduğu bir konudan “Allah'ı sorumlu tutamaz”.

Deprem gibi “tabiat olayları” Allah'ın tabiatta canlı cansız bütün varlıkların nasıl hareket edeceklerini belirleyen emirleri ile meydana gelir. Buna Adetullah denir.

İslam terminolojisi, bu emirlerle meydana gelişi genellikle 3 sebep ile açıklar:

İlahi ikaz, ilahi ceza ve mağfiret (günahların Allah tarafından bağışlanması) için bir vesile.

Bu sebepler aslında bir bütündür. Büyük felaketlerde, bu felaketi yaşayanlar kendi paylarını alır.

Yaşadığımız deprem felaketi sonrasında tüm bunlar “kader planı” olarak ifade edilebilir. Bu demek değildir ki burada yaşananlarda kulların sorumlulukları yoktur. İkaz ve ceza çok yönlüdür.

Örneğin depremde yıkılan evleri hile ile yapanlar, kural ve nizama uymayanlar tutuklanıyorlar. Bunlara göz yumanlar da yargı önüne çıkacaktır/çıkmalıdır. Toplumun elinde tüm bunlardan yani sorumluluklarını yerine getirmeyenlerden hesap soracak mekanizmalar var.

Kader planı, bizim hem hesap sormamızı, hem de acılarımıza bir merhem bulmamızı sağlayan bir ifade.

Toplumun inançları ile çatışmadan, dini inançların sorumlulukları üstünü örten değil, aksine bunları ortaya koyan ve en yüce makamın “kul hakkından” hesap sorulmasını istediğini bilerek hareket etmek en doğrusu olsa gerek.






ZENGİNLİK BÖYLE BİR ŞEY


Protestolara katılmanın sonuçlarını bilerek sokağa çıktığını söylüyor.

Gözüne isabet eden kurşun sonucunda gözü ortadan ikiye ayrıldığında yüksek sesle gülmeye başlamış.

Hastaneye götürüldüğünde doktorları olmadığını ve ameliyatı yapmak için sabaha kadar beklemesi gerektiğini söylemişler. Bir gece hastanede beklemiş. Ertesi gün öğleden sonra saat 2'de ameliyat edilmiş. Doktorlar ona muhtemelen görme yetisini geri kazanmanın bir yolu olmadığını, sadece gözünün akmaması ve görünümünü korumak için ameliyat yaptıklarını söylemişler.

“Kör olacağımı, göremeyeceğimi, çirkinleşeceğimi hiç düşünmedim; hayır. Mutlu oldum, mutlu oldum, memnun oldum. İslam Cumhuriyeti bana güçlü bir araç verdi, platformumu genişletti. Instagram'ımda 21 bin kişi vardı ve ben insanları sokaktan gösterilere davet ederdim. Bugün 45 bin kişiyim.”

Böyle söylüyor İran'daki protestoculardan biri olan Sâmân.




Sâmân, Farsçada servet demek...Zenginlik demek...

Sâmân'ın en büyük zenginliği karakteri... Bu güzel adam bana Mustafa Kemal Atatürk'ün şu sözünü hatırlattı: “Özgürlük ve bağımsızlık benim karakterimdir.”

Savaşları kazandıran da işte bu karaktere sahip olanlardır.






SİYASET HİÇ BU KADAR YOZLAŞMAMIŞTI


Selahattin Demirtaş sormuş: “Kaç parti başkanı, kaç siyasetçi gecelerini çadırlarda yurttaşlarla geçirdi? Kaçı susuz, tuvaletsiz, banyosuz soğuk 13 gün ve geceyi çocuklarıyla geçiren anne ve babayı tam olarak yüreğinde hissedebildi? Umutsuz, çaresiz, yaralı halk için kaçı kan ağlıyor? Gerisi boştur.”

Gerisi o kadar da boş değil Selahattin Demirtaş.

Soru şu: Kaç HDP'li siyasetçi bir Mehmetçik cenazesine gitti? Kaç HDP'li siyasetçi bir şehit cenazesinde şehit anasının, şehit babasının gözyaşlarına gözyaşlarını kattı? Onların acısını yüreğinde hissederek kan ağladı?

Gerisi boştur Selahattin Demirtaş!

Deprem istismarı yaparak prim kasmaya cüret etmek nasıl bir ahlakın ürünüdür!