Acil ameliyata alınan Hasan Can Kaya'dan sağlık durumuyla ilgili açıklama geldi
Acil ameliyata alınan Hasan Can Kaya'dan sağlık durumuyla ilgili açıklama geldi
Alaçatı Ot Festivali
Alaçatı Ot Festivali
Prens William, görev başında
Prens William, görev başında
Tom Cruise'nin 10 yıldır görüşmediği kızı
Tom Cruise'nin 10 yıldır görüşmediği kızı
123456789
Acil ameliyata alınan Hasan Can Kaya'dan sağlık durumuyla ilgili açıklama geldi
Acil ameliyata alınan Hasan Can Kaya'dan sağlık durumuyla ilgili açıklama geldi
Alaçatı Ot Festivali
Alaçatı Ot Festivali
Prens William, görev başında
Prens William, görev başında
Tom Cruise'nin 10 yıldır görüşmediği kızı
Tom Cruise'nin 10 yıldır görüşmediği kızı
123456789

PUTİN “OL” DEDİ “HUB” OLUYORUZ, ARTIK HAPI YUTMAYACAĞIZ

İlk defa Ekim 2022’de Moskova’da düzenlenen “Russia Energy Week” Enerji Zirvesi'nde Putin, “Türkiye’yi doğal gaz merkezi yapacağım. Fiyatı belirleyecekler” açıklaması ile bizim ağzımıza bir parmak bal çaldı.

Bir anda çok sevindirik olduk. Ne de olsa 20 yıllık hayalimizi gerçekleştirecektik. 20 yıldır hayal ediyorduk ama yine de yol haritamızı belirlememiştik. “Türkiye'nin gaz ticaret merkezi olması için izlenecek yol haritası yıl sonuna kadar netleşecek” diyordu Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez.

Yıllardır ne dediğimizi ne yapacağımızı bilmeden en yetkili ağızlardan bazen “Türkiye koridor ülke oluyor”, bazen de “Türkiye doğal gazda köprü oluyor, transit oluyor” ifadeleri ile destekleyerek TBMM’den daha ne olduğunu, ne olacağımızı kavramadan, anlamadan önce Nabucco’yu, sonra TANAP’ı ve son olarak da Türk Akım’ın hükümetler arası anlaşmalarını geçirdik. Onlara Anayasa’nın 90. maddesi ile dokunulmazlık atfettik. Bu projelerden ilki yani Nabucco, projeden, "proce"ye dönüşüp ölü doğdu. Ona harcanan paraları söylemiyorum bile. Ama TANAP’a, hükümetler arası anlaşma da yetmedi. Belki de dünyada bir ilk olarak bir ticari anlaşmayı, yani Gaz Taşıma Anlaşması'nı, BOTAŞ yetkililerinin imzalamakta tereddüt ettikleri ticari akidi, Gaz Taşıma Anlaşması'nı da TBMM’den geçirdik. Hem TANAP’ta hem de Türk Akım’da Türk mevzuatına dokunmadan teğet geçen projelere bir de BOTAŞ’ı, yani kamu kaynaklarını yatırımcı olarak seferber ettik. Türkiye topraklarında imtiyazlı, yatırım teşvikli projeler yaparak Avrupa’nın gaz arzı çeşitlendirmesi için yoğun çaba sarf ettik. 24 Ocak 2022’de İran’dan kaynaklanan gaz kesintisi varken ve Türkiye’de hem sanayi hem de enerji sektörünün gazı kesilirken, bu iki hattan günde 75-80 milyon metreküp doğal gaz Türkiye üzerinden Avrupa’ya aktı gitti.

Ama olsun “REKABETÇİ ” bir doğal gaz piyasası kuracaktık ve ticaret merkezi olacaktık. 20 yıldır ne yaptığımızı bilmeden çabalarken Putin’in, Ukrayna krizinin ekonomik etkilerinden çıkış yolu olarak politik bir manevra ile "Türkiye’yi doğal gaz merkezi yapacağım" açıklaması ile bir anda yine heyecanlandık. "Çalışmalarımızı sürdürüyoruz, yol haritasını 2022 sonuna kadar belirleyeceğiz" açıklamaları ışığında geldik 2022 yılı sonuna.

Aslında yol haritası 21 yıl öncesinden belli idi. Türkiye’nin jeopolitik olarak çok da avantajı vardı. 2 Mayıs 2001 yılında TBMM’de onaylanarak yasalaşan 4646 sayılı Doğalgaz Piyasası Kanunu’nun 3 maddesinde, kanunun amacında “rekabetçi” bir piyasa kurma hedefi bulunuyordu. O dönemde AB mevzuatından bile daha ilerdeydi. Çok eksikleri vardı ama mevcut yasayı bile uygulayamadık. 4646’nın ötesinde AB, üçüncü Gaz Direktifi'ni de çıkardı. 2008 sonrasında ise başta TTF olmak üzere 8 tane ticaret merkezini de oluşturdu. Biz de Avrupa’da oluşan bu ticaret merkezlerine destek olmak ve arz çeşitliliği yaratmak için TANAP, TürkAkım gibi projeleri gerçekleştirdik.

Ticaret merkezi bir pazar yeridir. Bu yazının konusu olan ticaret merkezinde ürünümüz doğal gazdır. 1980’lerin sonunda Reagan ve Thatcher ile başlayan neo liberalizm ile doğal gaz, elektrik gibi ürünler birer emtia gibi tanımlanmıştı. İletim ve dağıtım hatlarında sürekli akmak zorunda olan emtiaların arz, temin ve tüketimi ile fiyat oluşumunun gazın-gazla rekabetin tesis edildiği pazar yerlerinde oluşumu hedeflenmiştir. Oluşan pazar yerlerinde emtianın yani doğal gazın engelsiz bir şekilde tedarikçi ile tüketicinin buluştuğu noktada ticarete konu olması gerekmektedir. Pazara giriş ve çıkışta hukuki, ticari ve teknik engel olmaması gerekmektedir. Yani pazar yerinde doğal gazı satan tedarikçi bir engeli olmadan tüketiciye, tüccara ya da finansal oyuncuya satabilecektir. Emtia spot ve vadeli olarak ticarete konu olmalıdır. Teslimat vadesi gelmeden de birkaç kez el değiştirebileceği bir pazar yeri olmalıdır. Hem alıcı hem de satıcının fiyat risklerini hedge edebilecekleri bir pazar yeri olmalıdır.

Çok uzun bir süre iktidara yakın şirketler BOTAŞ’ın Rus kontratlarını Ruslarla birlikte devraldılar. İlave gaz girişine izin verilmedi. Bir tekelden, diğer tekel şirketlere doğal gaz ithalatına izin verildi. Ancak uluslararası piyasalarda doğal gaz fiyatları artınca, siyasi mülahazalarla iç piyasada gaz fiyatlarını politik nedenlerle baskılama ihtiyacı çıkınca, bu ayrımcılığa tabi tutulan şirketlerde fiyat mücadeleleri arasında kaldılar. Bir de işin içine FETÖ gibi operasyonlar girince, korumalı rekabetçi piyasada gelişemedi. Şu anda siyasi iradenin de ifade ettiği biçimde %75’inin BOTAŞ’ın bilançosundan fiyatlar baskılanarak sübvanse edildiği bir piyasada, BOTAŞ için Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk kez bir yıl içinde ikinci kez bütçe kanununun çıkarıldığı bir ortamda fiyatların kendi mecrasında oluşmasından bahsedilemez. Fiyatları oluşturacak bir pazar yerinden bahsedilemez.

Avrupa ile entegre pazar yerinde ürününün serbestçe pazara akıp yine serbestçe pazar yerinden tüketicilere ulaşması gerekmektedir. Şu anki mer’i mevzuat ile bu da mümkün değildir. Türkiye’de her bir ülkeden her bir ticari kontrat için EPDK’dan ithalat lisansı almak gerekmektedir. Yine her bir ihracat yapılacak ülke içinde ihracat lisansı alınması gerekmektedir. Geçen eylül ayında BOTAŞ, Türkiye’ye getirmeden bir tane spot kargosunu İsviçreli bir şirkete sattı. Alelacele İsviçre’ye ihracat lisansı aldırıldı.

Bir pazar yeri hedefi olan Türkiye’nin pazar yerinden diğer ülkelerdeki tüketicilere gazı ulaştırabilmek için ve yine diğer ülkelerle entegre, korole pazaryeri oluşturabilmesi için doğal gaz iletim kapasitelerinin olması gerekmektedir. Türkiye-Yunanistan arasında 2005 yılında tamamlanan BOTAŞ-DEPA interkonnektör iletim hattına eklenecek bir kompresör istasyonu ünitesi ile 11,5 milyar metreküp taşıma imkanı varken, bir bunu bir kenara attık. TANAP’ı tamamlayıp bunu da TAP boru hattına bağladık. Üstelik de TANAP’a ortak olup yatırım yaptık.

1987 yılında gaz almaya başladığımız batı hattını Türk Akım 1 ile boşa çıkarıp sonra da Türk Akım 2’yi kendi topraklarımızda yine BOTAŞ’ı ortak ederek inşaa ettirip boşa çıkardığımız Batı hattına bağlayıp Türk Akım 2 üzerinden hiçbir dahlimiz olmadan Avrupa’ya Rusların gaz iletmesine imkan verdik. Halbuki buradan Türkiye-Bulgaristan interkonneksiyonu ile 14 milyar metreküp gazı Avrupa’ya iletebilirdik.

Şimdi gelelim tekrar Putin’in önerisine. Putin’in yapığı önerinin aslı şudur: 2018 Eylül’ünde Gazprom Export’un, Avrupa’da 10 farklı noktada lotlar halinde ihalelerle yaptıkları spot bazdaki satışların bir benzerini (https://etp.gazpromexport.com/portal/) (bu satışlar Ukrayna krizi ile durdu) Türk Akım 2 üzerinden gelen doğal gaz ile teslim noktaları Strandzhaz/Malkoçlar (Türkiye-Bulgaristan), Komotini (Yunanistan-Bulgaristan), Kyustendil/Zidilovo (Makedonya-Yunanistan), Kireevo/Zaychar (Bulgaristan-Sırbistan) olacak şekilde spot satışlar yapmaya başlayacaktır. Tabii Avrupa’da yeterince alıcı bulabilirse.

Son söz olarak; bizim doğal gaz ticaret merkezi olmak için ne Putin’e ne Aliyev’e ne Berdimmuhemmedov’a ne Reisi’ye ihtiyacımız var. Biz eğer pazar yerinin şartlarını kendimiz gerçekleştirebilirsek, ev ödevimizi yaparsak, doğal gazı politik masada meze olarak kullanmaktan vazgeçebilirsek, bu bölgede Doğu Akdeniz’de, Güneydoğu Avrupa’da bir fiyat “kilometre taşı”, bir referans fiyat oluşturabilecek, GSMH’ya devasa katkısı olacak, stratejik güç ve avantaj kazandıracak bir pazar yeri tesis edebileceğiz. Aksi takdirde “OL” deyince olan şey, sadece kutsal kitaplarda yazan tanrısal bir güçtür. Buna Putin’in gücü de yetmez.