İran’a yönelik saldırılar adı konulmamış savaş mı?

Gazete Durum Analiz

Ukrayna-Rusya Savaşı'nı durdurmakta aciz kalan uluslararası toplum, 2023 yılına yeni çatışma alanları ve risklerini içinde barındıran bir giriş yaptı. İran’da Masha Amini gösterileri ile başlayan halk ayaklanması yerini 28 Ocak’ı 29 Ocak’a bağlayan gece yarısı İran’ın farklı kentlerinde eş zamanlı patlamalara bıraktı. İsfahan’da Savunma Bakanlığı’na bağlı bir mühimmat ve dron üretim tesisi, İran Devrim Muhafızları'nın bir karargâhı, Kudüs Güçleri’ne ait bir karargâh, Hamedan ve Kerec’de bir askeri üs, bir petrol rafinerisi ile bir yağ fabrikası vurulan hedeflerden sadece birkaç tanesi. Saldırıya uğrayan tesisin Savunma Bakanlığı’na ait olduğunu açıklayan Tahran, bomba taşıyan dronlardan ikisinin hava savunma sistemlerince önlendiğini, üçüncüsünün hedefini bulduğunu bildirdi. 

İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan, saldırıyı “korkakça” olarak nitelendirerek, “Bu tür eylemler, uzmanlarımızın barışçıl nükleer ilerleme konusundaki kararlılığını ve niyetini etkileyemez” açıklamasını yaptı. Abdullahiyan, saldırının “İran ulusunun düşmanları tarafından” düzenlendiğini söylerken, saldırıyı kimin gerçekleştirmiş olabileceğine ilişkin bir hedef göstermedi.

İran Dışişleri Bakanı’nın yaptığı açıklamalara rağmen söz konusu saldırıların İsrail Güvenlik kabinesinin Kudüs saldırılarını görüşmek üzere yaptığı toplantı ile eş zamanlı olarak gerçekleşmesi gözlerin İsrail’e çevrilmesine neden oldu.

İran’ın Rusya’ya Ukrayna Savaşı'nda kullanılmak üzere kamikaze dronlar vermesini engellemeye çalışan Amerika ve müttefikleri için Kudüs saldırıları, İran’ın dron üretim merkezine saldırmak amacıyla beklenen zamanın geldiğini gösteriyordu. Çünkü söz konusu saldırıdan birkaç gün önce İsrail Ordusu'nun 26 Ocak’ta Cenin’deki saldırılarında 9 Filistinli öldürülmüştü.27 Ocak’ta Doğu Kudüs’te ise 7 İsrailli yaşamını yitirmişti. Kudüs’te 7 İsraillinin yaşamını yitirmesi bardağı taşıran son damla oldu. 

İran’da saldırıların İsrail Güvenlik Kabinesi'nin Kudüs saldırılarını görüşmek üzere toplandığı sırada gerçekleşmiş olması ve ABD Merkezi Haber Alma Teşkilatı CIA’in Direktörü William Burns’un Mossad Direktörü David Barnea ve Shin Beth Direktörü Ronan Bar ile görüşmesi bu bağlamda anlamlıdır. İran’a 29 Ocak’ta yapılan saldırılardan sadece üç gün önce 26 Ocak’ta ABD ve İsrail’in ortak askeri tatbikatı yapması, saldırıların arkasında Amerika ve İsrail’i birinci dereceden sanık sandalyesine oturtuyor.

İsfahan kentinin Irak sınırına, Hazar Denizi’ne ve Basra Körfezi’ne yaklaşık 400 kilometre mesafede olduğunu düşünürsek bu uzaklıktaki bir yere kamikaze dron saldırısının yapılmasının mümkün olmadığını söyleyebiliriz. Kamikaze dronların menzili göz önüne alındığında bu dronların İran topraklarından fırlatıldığını söylersek yalan söylemiş olmayız. Kamikaze dronların Ukrayna-Rusya Savaşı'nda kullanılmaya başlanması İran adına savaş doktrinin yeniden yazılması anlamına geliyor. İran’ın Rusya’ya verdiği desteği engellemek isteyen İsrail ve Amerika'nın, bölgedeki PJAK ve KOMALA gibi terör örgütlerini kullanarak İran ile üstü örtük bir savaşa gireceğini söyleyebiliriz. İsrail ile Azerbaycan arasındaki iş birliğini Rusya’nın sıklet noktasını dağıtmak için kullanmak, bölge açısından kıyamet saatinin geri alınması anlamına gelir. İran Dışişleri Bakanı Abdullahiyan, saldırıyı kimin gerçekleştirmiş olabileceğine ilişkin bir hedef göstermese de şiddeti artan bu saldırılar için adı konulmamış bir savaş diyebiliriz.