Ücretsiz olacak başvurular başladı
Ücretsiz olacak başvurular başladı
Türk oyuncular Cannes'da
Türk oyuncular Cannes'da
Meryl Streep'in gözyaşları
Meryl Streep'in gözyaşları
Boşandı, daldan dala konuyor
Boşandı, daldan dala konuyor
123456789
Ücretsiz olacak başvurular başladı
Ücretsiz olacak başvurular başladı
Türk oyuncular Cannes'da
Türk oyuncular Cannes'da
Meryl Streep'in gözyaşları
Meryl Streep'in gözyaşları
Boşandı, daldan dala konuyor
Boşandı, daldan dala konuyor
123456789

Prof. Dr. Gülçubuk'tan "göç yüzyılı" uyarısı

Prof. Dr. Bülent Gülçubuk, 21. yüzyılın "göç yüzyılı" olacağına dikkat çekerek, "Önümüzdeki 20-30 yılda dünyada 150-200 milyon nüfusun iklim değişikliği, kuraklık, su yetmezliği hatta açlık gibi nedenlerle göç edeceği vurgulanıyor. Türkiye de bunlardan nasiplenecektir çünkü geçiş noktalarından birisi. Böyle olunca da bu göç beraberinde yeni tarım, gıdaya erişim sorunlarını ortaya çıkaracaktır" dedi.

Zeynep Dinçer

ANKARA- Prof. Dr. Bülent Gülçubuk, 21. yüzyılın "göç yüzyılı" olacağına dikkat çekerek, "Önümüzdeki 20-30 yılda dünyada 150-200 milyon nüfusun iklim değişikliği, kuraklık, su yetmezliği hatta açlık gibi nedenlerle göç edeceği vurgulanıyor. Türkiye de bunlardan nasiplenecektir çünkü geçiş noktalarından birisi. Böyle olunca da bu göç beraberinde yeni tarım, gıdaya erişim sorunlarını ortaya çıkaracaktır. Bu yüzden göçlere ilişkin risk yönetim planlarını devreye sokmamız lazım" dedi. 

Tahıl koridoru anlaşması bitince dünyayı belirsizlik bekliyor

Gülçubuk, GAZETE DURUM'a tahıl koridoru, Türkiye'yi bekleyen göç dalgasını ve bunun gıdaya erişimde yaratacağı sorunlara ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Rusya ve Ukrayna'nın dünyada tahıl ihracatında belirleyici rol oynadıklarını anlatan Gülçubuk, "Dünyada tahıl ihracatçılarının ilk sırada gelen iki ülkesi Rusya ve Ukrayna. Dünya ticaretinin 4'te 1'ini ellerinde bulunduruyorlar. Böyle olunca dünyadaki tahıl fiyatlarının belirlenmesinde de öncü rol oynuyorlar. Türkiye'nin ve uluslararası kuruluşların da girişimiyle tahıl koridoru Rusya tarafından açıldı ve dünya borsalarında tahıl fiyatları düştü" diye konuştu.

19 Kasım'ın bu anlamda çok önemli bir tarih olduğuna işaret eden Gülçubuk, şunları aktardı: "Tahıl koridoru anlaşmasının bittiği tarih. 19 Kasım'dan sonra ne olacak, ciddi bir belirsizlik var. Peki bu neden önemli? Birincisi, dünyadaki tahıl fiyatlarının aşağı doğru inmesinden dolayı önemli. Çünkü insanların en temel besin maddesini oluşturan un, ekmek, makarna fiyatlarının belirlenmesinde tahıl koridoru önemli bir noktaya geldi." Gülçubuk, "Tahıl koridoru bizler için önemli. Ama bizler için daha önemli olan tahılda kendine yeten bir ülke haline gelmemiz" ifadelerini kullandı.

Gıda enflasyonu yüzde 99

Gülçubuk, pandemiyle birlikte tüm dünyada tarım ve gıdanın daha fazla gündeme gelmeye başladığına işaret ederek, şöyle devam etti: "Gıdaya erişilebilirlik, fiyatlardaki değişim temel belirleyicisi oldu. Son 3-4 yıldır Türkiye'de tarımı domine eden temel unsur fiyatların artışı. Özellikle gıda enflasyonunun yükselmesi bizler için tarım politikalarında temel belirleyici olmaya başladı. Enflasyon yüzde 85.5 çıktı. Buna karşılık gıda enflasyonu yüzde 99 çıktı."

Türkiye tarımda sahip olduğu büyüklüğü vatandaşlarına yansıtıyor mu?

Türkiye'nin tarımsal büyüklük kapsamında dünyanın ilk 10 ülkesinden biri olduğunu, Avrupa'da ise birinci sırada olduğunu, ancak gıda enflasyonunda dünya çapında üçüncü ülke olduğunu belirten Gülçubuk, gıdaya erişim sorununa da dikkat çekti: "Gıdaya erişimi iki şekilde ele almak lazım. Birincisi; gıda yok, gıda bulamıyorsunuz. İkincisi de gıda var ama alım gücünüz yok bu yüzden erişemiyorsunuz. Bugün dünyada 1 milyar nüfus açlıkla boğuşuyorsa, 2 milyar nüfus yetersiz ve dengesiz besleniyorsa bunların her şeyden önce bir gıdaya erişim ve gıda bulma sorunu var. Ama Türkiye gibi ülkeler açısından, alım gücünün zayıflamasından dolayı gıdanın alım gücü sorunu var." Gülçubuk, bütün ülkelerin risk yöntem senaryolarıyla geleceği inşa etmeleri gerektiğini vurguladı.

21. yüzyıl "göç yüzyılı"

İklim değişikliği ve gıdaya erişim konularında karşımıza çıkan göç kavramından da bahseden Gülçubuk, "21. yüzyıl aslında bir göç yüzyılı olarak tanımlanıyor. Önümüzdeki 20-30 yılda dünyada 150-200 milyon nüfusun iklim değişikliği, kuraklık, su yetmezliği hatta açlık gibi nedenlerle göç edeceği vurgulanıyor. Türkiye de bunlardan nasiplenecektir çünkü geçiş noktalarından birisi. Böyle olunca da bu göç beraberinde yeni tarım, gıdaya erişim sorunlarını ortaya çıkaracaktır. Bu yüzden göçlere ilişkin risk yönetim planlarını devreye sokmamız lazım" değerlendirmesinde bulundu.