Erkan Yolaç hayatını kaybetti
Erkan Yolaç hayatını kaybetti
Ücretsiz olacak başvurular başladı
Ücretsiz olacak başvurular başladı
Türk oyuncular Cannes'da
Türk oyuncular Cannes'da
Meryl Streep'in gözyaşları
Meryl Streep'in gözyaşları
123456789
Erkan Yolaç hayatını kaybetti
Erkan Yolaç hayatını kaybetti
Ücretsiz olacak başvurular başladı
Ücretsiz olacak başvurular başladı
Türk oyuncular Cannes'da
Türk oyuncular Cannes'da
Meryl Streep'in gözyaşları
Meryl Streep'in gözyaşları
123456789

14 MART KAHRAMANLARI

ANKARA – Sağlık çalışanları bir 14 Mart Tıp Bayramı’nı daha ağır iş yükü, olumsuz çalışma koşulları, ekonomik kriz ve maruz kaldıkları şiddetin gölgesinde karşılıyor.

Hükümetin “sağlıkta dönüşüm projesi” meslek odaları tarafından eleştirilirken, “Giderlerse gitsinler” denilen hekimlerin yurtdışına göçü ve kamuya mesafesi de artıyor. Türk Tabipler Birliği'nden (TTB) yurtdışına göç etmek için “iyi hal belgesi” alan hekim sayısı, 2023'te 3 binin üzerinde.

Yaşamlarını insan hayatına adayan sağlık çalışanlarının, meslek etiği doğrultusunda her koşulda gösterdiği çaba ve verdiği hizmet ise karşılığını bulmuyor.

TIP BAYRAMININ TARİHİ

Türkiye’de modern tıp eğitiminin başlangıcı, Hekimbaşı Mustafa Behçet’in önerisiyle ilk cerrahhanenin (Tıphane-i Amire ve Cerrahhane-i Amire) kurulduğu gün olarak kabul edilir. (1827) Okulun kuruluş günü olan 14 Mart, günümüzde de “Tıp Bayramı” olarak kutlanmaktadır.

Ulusal bağımsızlık mücadelesinde verilen özgürlük mücadelesini ve yurtseverlik hareketini temsil eden Tıp Bayramı’nın ilk adımı 1919 yılının 14 Mart’ında, işgal altındaki İstanbul’da atılır.

14 MART NEYİ TEMSİL EDİYOR?

Osmanlı Devleti’nin sonunu getiren Mondoros Mütarekesi’nin imzalanmasıyla, İstanbul’u işgal eden İngilizler Askeri Tıbbiye binasını karargâh olarak kullanmaya başlar. İşgalciler Mütareke İstanbul’unda her tür toplantıyı yasakladıklarından, 14 Mart 1919 yılında, öğrenciler Okul Komutanı aracılığı ile bilimsel bir toplantı düzenleme izni alırlar. Bu bilimsel (!) toplantı aslında, işgali protesto etmek isteyen öğrenciler tarafından planlanmıştır.

Geniş katılımla gerçekleşen toplantı sırasında, Tıbbiye 3. Sınıf öğrencisi Hikmet Boran’ın önderliğinde önceden okulun iki kulesi arasına gizlice asılan ve açıldığında tüm cepheyi kaplayan Türk Bayrağı, öğrencilerin alkışları ve işgalcilerin şaşkın bakışları arasında çatıdan aşağıya sarkıtılır.

TIBBİYELİLERİ TEMSİLEN SİVAS'TA

Sonradan Tıp Bayramı olarak kutlanacak bu direniş eyleminden aylar sonra Mustafa Kemal Paşa’nın çağrısıyla Sivas’ta toplanacak ulusal kongreye, Tıbbiyelilerin harçlıklarından toplayabildikleri para ile gönderebildiği tek delege Hikmet Boran olur.

Kongredeki delegelerin bir kısmının emperyalizme boyun eğmeye yönelik ifadeleri üzerine söz alan Tıbbiyeli Hikmet Boran, Mustafa Kemal’e hitaben şunları söyler :

“Paşam, Tıbbiyeliler beni buraya istiklâl davamızı başarma yolundaki mesaiye katılmak üzere gönderdiler, mandayı kabul edemem. Eğer kabul edecek olanlar varsa, bunlar her kim olurlarsa olsunlar şiddetle red ve takbih ederiz. Farz-ı muhal, manda fikrini siz kabul ederseniz, sizi de reddeder, Mustafa Kemal’i vatan kurtarıcısı değil, vatan batırıcısı olarak adlandırır ve tel’in ederiz.”

Bunun üzerine Mustafa Kemal Paşa, “Efendiler, gençliğe bakın; Türk millî bünyesindeki asil kanın ifadesine dikkat edin! Gençler, vatanın bütün ümit ve istikbali size, genç nesillerin anlayış ve enerjisine bağlanmıştır” dedikten sonra Tıbbiyeli Hikmet’e döner.

Ulu Önder, “Evlat müsterih ol! Gençlikle iftihar ediyorum ve gençliğe güveniyorum. Biz azınlıkta kalsak dahi mandayı kabul etmeyeceğiz. Parolamız tektir ve değişmez: Ya İstiklâl Ya Ölüm!” diyerek sözlerini tamamlar.

14 MART'I “BAYRAM” YAPAN KAHRAMANLAR

Bundan 105 yıl önce, işgale karşı direnişin fitilini ateşleyen Tıbbiyeli Hikmetler, Atatürk’ün 20 Ekim 1927’de Büyük Nutuk’unu bitirirken “Ey Türk Gençliği” seslenişiyle Cumhuriyeti ve devrimleri emanet ettiği namuslu vatan evlatlarının ilklerindendir.

Ulusal Kurtuluş Savaşı’nda, tüm ulusla birlikte cepheden cepheye koşan Tıbbiyeliler, büyük bedeller ödemiş, hatta 1921 yılında bütün öğrencileri şehit olduğundan mezun verememiştir.