Erkan Yolaç'ın cenaze programı belli oldu
Erkan Yolaç'ın cenaze programı belli oldu
Ünlü isimlere Gazze tepkisi
Ünlü isimlere Gazze tepkisi
Evgeny Grinko'dan 'Uzun İnce Bir Yoldayım'a yeni yorum
Evgeny Grinko'dan 'Uzun İnce Bir Yoldayım'a yeni yorum
Ücretsiz olacak başvurular başladı
Ücretsiz olacak başvurular başladı
123456789
Erkan Yolaç'ın cenaze programı belli oldu
Erkan Yolaç'ın cenaze programı belli oldu
Ünlü isimlere Gazze tepkisi
Ünlü isimlere Gazze tepkisi
Evgeny Grinko'dan 'Uzun İnce Bir Yoldayım'a yeni yorum
Evgeny Grinko'dan 'Uzun İnce Bir Yoldayım'a yeni yorum
Ücretsiz olacak başvurular başladı
Ücretsiz olacak başvurular başladı
123456789

Öğretmenim, canım benim!

“Vekil maaşları öğretmen maaşlarını geçmesin.”
Mustafa Kemal Atatürk

Kasım geldi. Öğretmenler Günü yaklaşıyor. O gün geldiğinde yetkililer muhtemelen medyada öğretmenlerin değerine dair veciz sözler paylaşacaklar. Özel eğitim kurumlarındaki öğretmenlerin açlık sınırı altında, devlet okulu öğretmenlerin de yoksulluk sınırı altında görev yaptığını bilenler için bunlar göstermelik, gülünesi hareketler olmanın ötesine geçmeyecek.

Öğretmenlerin dertleri, can yakan hayat pahalılığında kabul edilemez düzeyde düşük maaşlarla çalışmakla da sınırlı değil. Çoğu öğretmen, insanca çalışma koşullarından mahrum. Kimi zaman haftada 50-60 saat derse giriyorlar. Kimi zaman resmî tatil günlerinde çalıştırıyorlar. Kimi özel okullarda, sabahın çok erken ve gecenin çok geç saatlerinde telefonlarına gelen mesajlara cevap vermek zorundalar. Yönetimin “Notları şişireceksiniz” emrine itaat etmeleri bekleniyor, yoksa bazı veliler “parasını verdikleri” okuldan çocuklarını almakla tehdit ediyor. Kimi okullarda öğretmenin sınıfta oturması yasak, ayakta ders anlatmaları bekleniyor. Kimi okullarda öğretmenlerin şık ve değişik kıyafetler giymeleri bekleniyor ama bunun asgari ücretle nasıl mümkün olduğuna dair bir açıklama yok.

Bu koşullarda çalışmayı sürdüremeyip mesleği bırakanlar var. Öte yandan, özellikle atanamayan öğretmenlerin birçoğu, işsiz kalma endişesiyle kötü koşullarda çalışmayı kabul ediyor. Durumdan yararlanan bazı yöneticilerin “Nasılsa senden çok var, beğenmiyorsan kapı orada” zihniyeti, bu tarz uygulamaları normalleştiriyor.

Öğretmenler sadece hayat pahalılığıyla değil, tükenmişlik sendromu, meslekten soğuma, itibar kaybı, motivasyonsuzluk gibi sorunlarla mücadele ediyorlar. Bu zor koşullarda çocuklara ne kadar fayda sağlayabilecekleri de şaibeli. Yine de mesleğini gerçekten seven idealist öğretmenler, ellerinden gelenin en iyisini ortaya koymak için çaba sarf ediyor.

Taban maaş uygulaması 2014’te kaldırıldı
Temmuz ayında açıklanan açlık sınırı 6 bin 840 liraydı. Diğer bir deyişle, özel okul öğretmenlerinin maaşı açlık sınırı altında. Bir zamanlar 5580 sayılı Kanun'un 9. maddesinin 2. fıkrasında “Özel öğretim kurumlarında yöneticilik ve öğretim hizmeti yapanlara, kıdemlerine göre dengi resmi okullarda ödenen aylık ve sosyal yardım kapsamındaki ek ödeme tutarından az ücret verilemez” şeklinde bir hüküm vardı. Bu hüküm 2014’te kaldırıldı. Neden bilinmiyor. İptali takiben, ardından birçok özel eğitim ve öğretim kurumunda öğretmenler asgari ücret seviyesinde, bazen daha da düşük maaşlarla çalıştırılmaya başlandı.

Asgari ücret altında çalıştırılmak yasa dışı. Üstelik bazı kurumlarda bankadan yatırılan asgari ücretin bir kısmı elden geri alınıyor. Denetim yok mu? Var. Sonuç veriyor mu? Hayır. Bazı öğretmenler denetim yapan görevlilerin okul yöneticileriyle arasının iyi olduğunu, sonuçta zarar görenin durumdan şikayet eden öğretmenler olduğunu söylüyor.

Bir diğer mesele de 10 aylık sözleşmeler. Özel Öğretim Kurumları Kanunu’nun 9. maddesi, “Kurumlarda çalışan yönetici, öğretmen, uzman öğretici ve usta öğreticiler ile kurucu veya kurucu temsilcisi arasında yapılacak iş sözleşmesi, en az bir takvim yılı süreli olmak üzere yönetmelikle belirtilen esaslara göre yazılı olarak yapılır” diyor. Uygulamada ne oluyor? Bazı kurumlar, öğretmenlere dönem başında önceden istifa imzalatıyor. Haziranda öğretmen işten ayrılmaya zorlanıyor. Okullar 2 ay maaş ve sigorta primi ödemiyor. Öğretmenlerin eline kalan, yine geçim sıkıntısı, hayal kırıklığı ve stres.

“Sen bir ana, sen bir baba, her şey oldun artık bana” diye şarkılar söylemek güzel, peki insan anasına babasına bunları yapar mı? Elimizi vicdanımıza koyalım. Çocuk eğitimi gibi çok önemli bir görevi olan insanların kendi karınlarını nasıl doyuracaklarını, nasıl ev geçindireceklerini, kirayı nasıl ödeyeceklerini kara kara düşünürken çocukların beyinlerini doyurmalarını nasıl ve ne hakla bekliyoruz? İdealizm güzeldir ancak açlık sınırı altında yaşayan insanlardan idealizm beklemek adil değildir.

Vekil maaşları öğretmen maaşlarının 10 katı
Atatürk, "Vekil maaşları, öğretmen maaşını geçmesin" demişti. Bugün özel kurumlarda çalışan öğretmenler asgari ücret ve altında maaşlar alırken, milletvekili maaşı Temmuz 2022 zammı ile 56 bin TL oldu. Nereden nereye.  
Öğretmen sendikalarının yoğun çabaları sonucunda, taban maaş hakkı konusu Meclis'e ulaştı. Konuyla ilgili üç ayrı kanun teklifi Meclis'e sunuldu. Kötü haber şu ki bu yazıyı kaleme almadan birkaç gün önce, teklif reddedildi.

Başlıca talepler neler?
1. Taban maaş uygulamasının geri gelmesi.
2. “Liyakatli” müfettişlerin “nitelikli” denetimler yapması; suç işleyen kurumların tespit edilip yaptırıma tabi olması.
3. Öğretmenlerin çalışma koşullarının ve özlük haklarının güvence altına alınması.
Taleplerde olağanüstü bir şey yok. Öğretmenler haklarını ve olması gerekeni istiyorlar, fazlasını değil. Çocuklarımızı emanet ettiğimiz insanlara samimiyetle değer veriyorsak, bu samimiyet kendini sözlerde değil, somut iyileştirmelerde belli edecektir.

Bu yazı, tüm değerli öğretmenlerimize Öğretmenler Günü armağanı olsun. Umarım haklarını geri almaları yolunda bir katkısı olur. İşini her türlü olumsuz koşula karşın sevgiyle ve layıkıyla yapan tüm öğretmenlerimizin Öğretmenler Günü şimdiden kutlu olsun.