Derya Alabora: Uğur Yücel ile hâlâ evliyiz, boşanamadık
Derya Alabora: Uğur Yücel ile hâlâ evliyiz, boşanamadık
Kıvanç Tatlıtuğ'dan ikinci bebek sorusuna yanıt geldi
Kıvanç Tatlıtuğ'dan ikinci bebek sorusuna yanıt geldi
İYİ Partili Ümit Özlale ünlü spiker ile dünyaevine giriyor
İYİ Partili Ümit Özlale ünlü spiker ile dünyaevine giriyor
Darp edilen tarih profesöründen açıklama
Darp edilen tarih profesöründen açıklama
123456789
Derya Alabora: Uğur Yücel ile hâlâ evliyiz, boşanamadık
Derya Alabora: Uğur Yücel ile hâlâ evliyiz, boşanamadık
Kıvanç Tatlıtuğ'dan ikinci bebek sorusuna yanıt geldi
Kıvanç Tatlıtuğ'dan ikinci bebek sorusuna yanıt geldi
İYİ Partili Ümit Özlale ünlü spiker ile dünyaevine giriyor
İYİ Partili Ümit Özlale ünlü spiker ile dünyaevine giriyor
Darp edilen tarih profesöründen açıklama
Darp edilen tarih profesöründen açıklama
123456789

12 EYLÜL 1980… 12 EYLÜL 2010…

Bugün demokrasiyi tümüyle rafa kaldıran 12 Eylül 1980 askeri darbesinin 42., yargı sistemimizi darmadağın eden 12 Eylül 2010 Anayasa Referandumu'nun 12. yıldönümü…

1980 darbesinin sonuçlarını ne yazık ki hâlâ yaşıyoruz. Günde ortalama 20 gencimizin yaşamını yitirdiği 1977-1980 arasındaki süreçte, can güvenliği her şeyin önüne geçti. Sıkıyönetim uygulamaları sokak terörünü önlemeye yetmedi. 12 Eylül 1980’de dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Kenan Evren’in sabaha karşı yaptığı televizyon konuşması ile kamuoyuna duyurulan darbe sonrası, terör olayları bıçak gibi kesilirken 13 Eylül 1980’den itibaren ülkenin gündeminde yeni bir konu vardı:

Başta demokratik kurumlar olmak üzeri devlet yapısına yeni bir şekil vermek!

Darbe yönetimi, yeni bir anayasa yapımından tüm siyasi partilerin yeniden dizayn edilmesine kadar Türkiye’nin demokrasi birikimini büyük erozyona uğrattı.

Anayasa, darbe lideri Kenan Evren’in istemlerine göre şekillendirildi. Hangi yetkileri öncelikli olarak kullanmak istiyorsa bunlar Cumhurbaşkanı'na verildi. Evren de bu Anayasa'nın 7 Kasım 1982’de halk oyuna sunulup kabul edilmesiyle Türkiye’nin 7. Cumhurbaşkanı oldu.

12 Eylül yönetiminin hazırladığı 177 maddelik Anayasa'nın üçte ikisi değişti ancak ruhu değişmedi.

***

12 Eylül 2010’da ise Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarı, yargı sisteminin özünü oluşturan anayasa maddelerinde değişiklik öngören paketi halkoyuna sundu. Paket yüzde 57.88’le kabul edildi. Referandum öncesinde FETÖ elebaşının ABD’den yaptığı, “Mezardakilere bile oy kullandırmalı” açıklaması sürece damgasını vurdu.

Bu değişikliğin temel amacı Anayasa Mahkemesi’nin ve Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu’nun (HSYK) yapısını tümüyle siyasi iktidarın tasarrufuna bırakmaktı. Anayasa'ya, değişikliklerin toplum tarafından kabul görmesini büyük ölçüde kolaylaştıracak maddeler de eklendi. Bunların arasında çocukların korunmasına, memura toplu sözleşme hakkı verilmesine dair maddeler yer alıyordu.

12 Eylül 2010’dan sonra yargıdaki köklü başkalaşım, 15 Temmuz 2016 darbe girişiminin unsurlarından biri oldu. Bu girişim sonrasında 20 Temmuz’da ilan edilen olağanüstü hal ve bunun beraberinde uygulamaya konanlar büyük bir sistem değişikliğinin habercisiydi. 16 Nisan 2017 Anayasa Değişikliği Referandumu ile Başbakanlık ortadan kaldırıldı, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi getirildi. Bu sistem bugün de tartışma konusu. 2023 seçimlerinde ekonominin yanı sıra sistem de sandık gündeminde olacak.

** *

42. yıldan 12. yıla anayasa zemininde yapılan değişlikler, pek çok alanda yeni uygulamaları gündeme getirdi.

Bir yasanın özüne dokunulmadı; Siyasi Partiler Yasası!

Demokrasinin vazgeçilmez unsuru olan siyasi partilerin iç işleyişi aslında gerçek anlamda demokrasinin aynasıdır. Siyasete katılımın eşiği olan partilerin hem kolayca erişilebilir olması hem de seçimle gelinen makamlara aday olmayı demokratik biçimde hazırlaması çok önemlidir. Bu konuda halen yürürlükte olan düzenlemeler, 42 yıl önce darbeyle iktidara gelen bir askeri yönetimin yaptığı değişikliklerden ibarettir.

Ülkeye demokrasi getirmek isteyen siyasi partilerin bunu nasıl yapacağını en iyi gösterme yeri, Siyasi Partiler Yasası’dır.