Edebiyatın Başkent'teki Buluşması
Edebiyatın Başkent'teki Buluşması
Suphiye Orancı'ya yeni bir çağrı
Suphiye Orancı'ya yeni bir çağrı
Hasan Can Kaya taburcu oldu
Hasan Can Kaya taburcu oldu
Charles'ın cenaze planları güncellendi
Charles'ın cenaze planları güncellendi
123456789
Edebiyatın Başkent'teki Buluşması
Edebiyatın Başkent'teki Buluşması
Suphiye Orancı'ya yeni bir çağrı
Suphiye Orancı'ya yeni bir çağrı
Hasan Can Kaya taburcu oldu
Hasan Can Kaya taburcu oldu
Charles'ın cenaze planları güncellendi
Charles'ın cenaze planları güncellendi
123456789

ÜNİVERSİTEYE GİRİŞTE BARIŞ MANÇO MODELİ!

Barış Manço sadece müziğin değil, sahne sanatının da hakkını veren unutulmaz bir sanatçıydı. 

Adam Olacak Çocuk programı hâlâ belleklerdedir. Programda Barış Manço, mikrofonu paylaştığı çocuklarla tadına doyulmaz diyaloglar kurardı. Yanıtlar ne olursa olsun puan vermekle görevli beş çocuk, üzerinde 10 puan yazan kartları kaldırırdı. Sahneye çıkan her çocuk, toplam 50 puan alıp yerine geçerdi. Sonra sahneye 50 puan alacak yeni çocuk gelirdi.

Üniversiteye giriş sınavları giderek Barış Manço modeli bir puanlamaya dönüşüyor. Her yıl değişen modele bu yıl da barajsızı eklendi. Seneye belki de MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin önerdiği gibi merkezi sınav kalkacak.

Bu yıl uygulanan barajsız yöntemin ilk etkisi şu oldu:

Daha çok katılım yaşandı.

Geçen yıl 2 milyon 600 bin kişi sınava girmişti, bu yıl 3 milyon 200 bin!

Sınava girenlerin yüzde 10’u üniversite mezunu olduğu halde yeni bir üniversitede daha okumak istiyor. 

Sınava girenlerin yüzde 12’si halen bir üniversitede okuduğu halde bölüm değiştirmek istiyor.

Sınava girenlerin yüzde 28’i ilk kez bu hakkını kullanıyor. Yüzde 72’si birden fazla bu deneyimi yaşamış.

*

Yukarıdaki sayılara işsizlik oranları eklenince ortaya eğilimin içinde bulunduğu durum çıkıyor. Zira toplumsal kesimler içinde en büyük işsizlik üniversite mezunları arasında. Her 100 üniversite mezunundan yüzde 30’u işsiz. Mezun olduğu alanda çalışmayanların tam oranını saptamak güç ama bunun yüzde 70’i geçtiği tahmin ediliyor.

Buradan şöyle bir çıkarım yapmak da mümkün:

Üniversiteler pek çok alana uzman eleman yetiştiriyor ama en çok uzman işsiz yetiştiriyor!

Böyle bir durumda ilk yapılması gereken şey üniversite mezununu azaltmak, toplumun ve çalışma yaşamının gereklerine göre eleman yetişmesini sağlamaktır.

Biz tersini yapıyoruz.

Eğitim sistemi oturmuş ülkelerde genel olarak liselerin yüzde 60’ı meslek eğitimine dönüktür. Üniversite bu aşamadan sonra eğilime göre tercih edilir. 

Türkiye’de iş “Önce üniversiteyi bitirsin, sonra ne yapacağına karar versin” diye özetleyebileceğimiz bir belirsizliğe dönüştü.

*

En köklü eğitim kurumlarımızdan Ankara Üniversitesi’nde fizik bölümünde okuyan öğrencilerimizden birinin üniversite sınavındaki fizik puanı eksi 1.

Yanlış okumadınız eksi 1.

Gelinen noktayı Barış Manço modeline benzetmemizin nedenlerinden biri bu.

O öğrencimizin fiziği ne kadar sevdiği de ayrı bir tartışma konusu. 

Sonuçta üniversite gençlerimiz için arayıştan çok kaçış. İşsizlikle dört yıl geç tanışmanın zemini!

Bütün bu olumsuzluklar içinde elbette eğitimin hakkını veren öğrenciler ve kurumlar var. Ancak genel durum eğitimin hedefsiz bir koşu haline geldiğini gösteriyor.

Ülkeyi yönetenlere, eğitim politikalarına şekil verenlere önerimiz şu:

Gelin önce önümüzdeki seçimler değil, önümüzdeki nesiller deyin!