Erkan Yolaç'ın cenaze programı belli oldu
Erkan Yolaç'ın cenaze programı belli oldu
Ünlü isimlere Gazze tepkisi
Ünlü isimlere Gazze tepkisi
Evgeny Grinko'dan 'Uzun İnce Bir Yoldayım'a yeni yorum
Evgeny Grinko'dan 'Uzun İnce Bir Yoldayım'a yeni yorum
Ücretsiz olacak başvurular başladı
Ücretsiz olacak başvurular başladı
123456789
Erkan Yolaç'ın cenaze programı belli oldu
Erkan Yolaç'ın cenaze programı belli oldu
Ünlü isimlere Gazze tepkisi
Ünlü isimlere Gazze tepkisi
Evgeny Grinko'dan 'Uzun İnce Bir Yoldayım'a yeni yorum
Evgeny Grinko'dan 'Uzun İnce Bir Yoldayım'a yeni yorum
Ücretsiz olacak başvurular başladı
Ücretsiz olacak başvurular başladı
123456789

Duruma ayılmak gerek

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Devlet Piyangosu bir skandalla çalkalanıyor. Kimin umurunda Moskova’da Türk, İran ve Rus liderler ne görüştü? Ya da kime gerek Ukrayna ve Rusya ile imzalanan, Ukrayna’nın Karadeniz kıyı depolarındaki milyonlarca ton tahılın nasıl dünya piyasasına ulaşacağı? Dün NATO zirvesinde, bugün Tahran’da Rusya ile İran liderleriyle samimi poz verebilmesi Türkiye’nin, ne anlama gelir? Derdimiz bunlar değil…

Nasıl Kıbrıs Türk mücahitlerini temsil ediyor diye kullanılan bir görsel, aslında Kıbrıs Türk mücahitlerini kesen, hatta birini öldürdükten sonra ağaca asıp cesedine akıl almaz işkenceler yapan bir Rum terörist gruba ait olabilir?

Belgesel miydi, kurgu muydu ne olduğu pek belli olmayan, güya Kıbrıs Türklerinin direnişinin evrelerini ve nihayette Barış Harekâtı ile adanın kuzeyinde özgürlüğe, esenliğe kavuşmalarını anlatan bir dizi vardı, hatırladınız mı?

Allah ömür versin, bu gerçekten kötü yazılmış, ne amaca hizmet etmesi planlandığını hiç anlayamadığım ama “belgesel değil, nihayette bir kurgu” deyip boş verdiğim, “Bir Zamanlar Kıbrıs” isimli bu diziye ilk isyan bayrağını açanlardan birisi Ender Denktaş Vangöl olmuştu. Kıbrıs Türk direniş mücadelesini, Ankara’dan gelen bir “süper” istihbaratçının faaliyetlerine neredeyse figüran yapan berbat bir senaryoydu. Bir bakmışsınız Lefkoşa’ya deniz gelmiş, bir diğer sahnede Kapaz’dan Lefkoşa Hamitköy bölgesine nereden, nasıl dolanıp beceriliyorsa, Ayvasıl üzerinden ulaşılıyordu. Bir başka bölümde Lefkoşa sokaklarında Kıbrıs Türk liderini tabanca ile kovalıyordu bir Rum haydut. Ne yer ne zaman ne de tarihsel akış, verilen mücadele ve özveriler ile bu dizide yansıtılanlar gerçeklerle örtüşüyor ne de tarihsel olayları anlaşılır ve yaşandıkları sırayla, önemle, bağlantılarla sunuluyordu. Kısaca sadece milliyetçilik hamaseti ve üstün, adeta Süpermen olmuş “Ankara’dan gelen bereli” ve her şeye muktedir istihbaratçı merkezli bir sanal kahraman hikâyesi idi sunulan.


İşte bu dizinin kamuoyu kampanyasında Vatan gazetesinde aklı evvel bir sayfa sekreteri, belki editör, kim bilir, hazreti Google’da “Kıbrıs, mücahit” aramasıyla buldu herhalde. Girne Bilelle bölgesinde Kıbrıs Türklerinin bir koruganını ele geçiren Rum EOKA teröristlerinin işgal ettikleri mevzide ele geçirdikleri Türk bayrağı ile görüntülendikleri bir fotoğrafı, sanki destansı Erenköy mücadelesini simgeliyormuş gibi haberi süslemede kullanmışlar.

Nitekim, “Kim dağıttı bu fotoyu?” diye araştırırken bir arkadaşım yardıma koştu, “İlk olarak bu fotoğrafı Kıbrıs Türk mücahitlerin kahramanlığını gösterme amacıyla Vatan gazetesinde kullandılar” deyiverdi. Denedim, evet Google efendi bu fotoğrafı Kıbrıs Türk mücahitleri görseli olarak sundu. Buraya kadar her şey normal. Google bir doğrulama motoru, makamı değil ki. Önde gelen Kıbrıs Türk araştırmacısı ve bir dönem Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ın basın danışmanı olan Sabahattin İsmail’e göre fotoğraftakiler, Kıbrıs Türk mücahitleri değil; Kıbrıs Rum lideri Makarios'un özel doktoru sosyalist EDEK Partisi Lideri Vasos Lissarides'e bağlı “Kırmızı Bereliler” (Kokkinoskoufides) diye bilinen EOKA grubudur. Üstelik Sabahattin arkadaşım bu konuyu daha önce de yazmış, ama ne Kızılay’ın ne de KKTC Cumhurbaşkanlığı'nın yanlışa düşmesini ne de piyango biletinde bu saygısızlığın vücut bulmasını engelleyebilmiş.

Tamam, Vatan gazetesi yapmamış, fotoğrafı doğrulatmamış. Ancak, sorumlu bir editör, sayfa sekreteri herhangi bir görseli kaynağına bakmadan kullanmamalı deriz, hem meslek etik kurallarını anlatırken. Görselin ya da videonun kim tarafından üretildiği, kaynağı muhakkak belirlenmeli, kullanımda kaynağa muhakkak atıfta bulunulmalıdır, değil mi?

Önemli resmi makamlardaki kişilerin de en azından gazetecilik etik kurallarına uygun davranmaları beklenmese de kaynak sorgulamaları gerekmez mi? Devlet arşivi niye var? İstihbarat ne işe yarar? KKTC özelinde, talep edilse daha âlâ görsel malzemeyi arşivden bulup vermez miydi Enformasyon Dairesi?

Doğrusu, uzun yıllar yönetici olarak görev yaparken böyle tarihi olaylarla ilgili görüntü gerektiğinde ben hep Kıbrıs Türk Enformasyon Müdürlüğü'ne ricada bulunurdum ve görevli arkadaşlar da her zaman yardımcı olurdu.

2021’de Vatan gazetesi kullanmış. Daha sonra aynı fotoğrafı mücahitlerle ilgili görsel olarak birçok “haber” sitesi kullanmış. Yetmemiş, bir ilin Emniyet Müdürlüğü ve hatta Kızılay kullanmış. Onlar da yetmemiş, KKTC Cumhurbaşkanlığı 20 Temmuz programında görsel olarak kullanmış. En son Kıbrıs Türk Devlet Piyangosu bu görseli 8 Ağustos çekilişi biletlerinde kullanmış. Niye? Erenköy mücadelesinin görseli olarak görmüşler.


Daha önceki kullanımlar dikkat çekmemiş ama bu kez bir fırlama gazete, Avrupa, vaziyeti gözlere sokunca KKTC uyanmış duruma. Kopyala-yapıştır ayıbı bu sever çuvala sığmamış.

Kendi kabahatlerinden habersiz koca politikacılar da sorumluyu cezalandırma beyanatları vermişler, sorumlu piyango müdürü de büyük bir tevazuuyla görevden ayrılmayı, yani emekliliğe kadar evde oturup maaş almayı önermiş…

Halbuki, konunun “Niye bu görsel kullanıldı?” değil, “Niye her seviyede bu kadar kopyala-yapıştır, yani entelektüel hırsızlık yaşanıyor?” olması gerekmez miydi?

Diyeceğim, detayları konuşmak boşuna, duruma ayılmak gerek… Niye bu kadar sistematik hırsızlık yapılıyor? Niye cehalet bu vurdumduymaz anlayışla cesaretlendiriliyor?