İlk kez stadyum konseri verecek
İlk kez stadyum konseri verecek
Kızılcık Şerbeti'nin Nilay'ı
Kızılcık Şerbeti'nin Nilay'ı
Haluk Levent'ten şaşırtan 'Eurovision' açıklaması
Haluk Levent'ten şaşırtan 'Eurovision' açıklaması
Volkan Demirel boşanma iddialarıa yanıt verdi
Volkan Demirel boşanma iddialarıa yanıt verdi
123456789
İlk kez stadyum konseri verecek
İlk kez stadyum konseri verecek
Kızılcık Şerbeti'nin Nilay'ı
Kızılcık Şerbeti'nin Nilay'ı
Haluk Levent'ten şaşırtan 'Eurovision' açıklaması
Haluk Levent'ten şaşırtan 'Eurovision' açıklaması
Volkan Demirel boşanma iddialarıa yanıt verdi
Volkan Demirel boşanma iddialarıa yanıt verdi
123456789

DÜŞÜNME VE KONUŞMA ÖZGÜRLÜĞÜ

Mustafa Kemal Atatürk, "Her insan istediğini düşünmek, istediğine inanmak, kendine mahsus siyasi bir fikre sahip olmak, seçtiği bir dinin icaplarını yapmak veya yapmamak hak ve özgürlüğüne sahiptir. Kimsenin düşüncesine ve vicdanına hakim olunamaz" derken ne kadar haklıydı ve çağının çok ötesindeydi...

"Düşünme ve konuşma özgürlüğü", en temel insan haklarından biridir. Çünkü düşünme ve konuşma özgürlüğü olmadı mı, gerçek ve zamanın ruhuna uygun bir özgürlüğümüz yok demektir. Ancak bizim gerçek güzelliğimiz ve olgunluğumuz, düşüncelerimizin, konuşmalarımızın, yüreğimizin ve davranışlarımızın güzelliği ve doğruluğudur. Ayrıca tüm düşünceler ve konuşmalar kuşku götürür, nereden baktığımıza göre bize doğru veya yanlış, akla uygun veya saçma gelebilir, bu bir yaşam gerçeğidir. Bu nedenle tüm düşünceleri ve konuşmaları sorgulayabiliriz, değerliyse tartışabiliriz.

Bir insanı sadece düşüncelerinden ve konuşmalarından dolayı zorla susturmak ve tutuklamak ona bahşedebileceğimiz en büyük onurlardan biridir, hak etmeyenlere bu onuru vermememiz gerekir. Çünkü bu çok özel onur, onun bize karşı olan mükemmelliğini, bizim ise cahilliğimizi ve ezikliğimizi kabul ettiğimiz anlamına gelir. Bu nedenle ne kadar yanlış ve tahrik edici olursa olsun düşünmek ve konuşmak suç olamaz. Eğer suç olursa en büyük düşünce suçu, düşünmenin ve konuşmanın suç olabileceğini düşünmek, düşüncelerinden ve konuşmalarından dolayı birilerini tutuklamak olur.

Bizimle aynı düşünmeyenlerin ve hayata bizimle aynı yerden bakmayanların düşüncelerini ve konuşmalarını kabul etmeyebiliriz, eleştirebiliriz, tartışabiliriz, bu hakkımızdır ama düşünme ve konuşma hakkını tartışamayız. Bizimle aynı düşünmeyenlerin tutuklanarak terbiye edilmesini, onların düşünme ve konuşma haklarını önlemeyi düşünen anlayışları savunamayız. Çünkü gün gelir devran döner, mağdur haklı, biz suçlu olabiliriz. Bütün bu gerçekleri gördüğü halde düşüncelerini, konuşmalarını ve tavırlarını değiştirmeyenler ise "Cahillik özgürlüktür" mottosuyla, kalplerindeki kötülükleriyle ve fanatizmleriyle "mış gibi" yaşamak zorunda kalırlar, evrensel değerlerden ve erdemden uzak bir yaşam formuna dönüşürler. Çünkü düşünme ve konuşma özgürlüğü binlerce kez kötüye kullanılsa da bu özgürlük olmadan, gerçeği aramamız, hak ve adaletten yana olmamız, vicdanımızın sesini duymamız ve empati yapmamız mümkün değildir.

Düşünmenin ve konuşmanın kötüye kullanımı elbet bir gün biter ama düşünme ve konuşma özgürlüğünün yok edilmesi, hayatımızı ve gelecek güzel günlere dair umutlarımızı tehlikeye atar. Ve son olarak şunu asla unutmamamız gerekir, ahlakın ve evrenin ruhu, medeniyetin ve özgürlüğün ilk şartı, hak ve adalettir. Hak ve adaletin küçüldüğü yerde "suçlular ve kötülükler" büyür...