Erkan Yolaç hayatını kaybetti
Erkan Yolaç hayatını kaybetti
Ücretsiz olacak başvurular başladı
Ücretsiz olacak başvurular başladı
Türk oyuncular Cannes'da
Türk oyuncular Cannes'da
Meryl Streep'in gözyaşları
Meryl Streep'in gözyaşları
123456789
Erkan Yolaç hayatını kaybetti
Erkan Yolaç hayatını kaybetti
Ücretsiz olacak başvurular başladı
Ücretsiz olacak başvurular başladı
Türk oyuncular Cannes'da
Türk oyuncular Cannes'da
Meryl Streep'in gözyaşları
Meryl Streep'in gözyaşları
123456789

Gorbaçov’un ölümü: Bir devrin mezar taşı

Rus halkının büyük bir çoğunluğunun, onu Sovyetler Birliği’ni sona erdirmekle ve ardından uzun süren dağılma, çok ciddi yokluk ve yeniden yapılanma acılarının yaşanmasından sorumlu tuttuğu iddia edilse de son Sovyet lideri Mihail Gorbaçov’un cumartesi günkü cenazesine binlerce Rus katıldı.

Salı günü 91 yaşında hayatını kaybeden Gorbaçov, Kremlin yakınlarında Sovyet döneminden bu yana devlet cenaze törenlerine ev sahipliği yapan 18. yüzyıldan kalma gösterişli bir konak olan Birlik Evi'nin Sütun Salonu'nda düzenlenen veda töreninin ardından, Moskova'nın Novodeviçi Mezarlığı'nda eşi Raisa'nın kabrinin yanına defnedildi.


NİYET BAŞKA, SONUÇ BAŞKA…

Gorbaçov, durgunluk ve çöküş içindeki Sovyetler Birliği'ni tekrar dinamik, müreffeh ve güçlü bir sosyalist ülkeye dönüştürmeye kararlı bir şekilde 1985'te iktidara geldi. Onu bugün eleştirenler, bu hedefi gerçekleştirmek için hiçbir zaman tutarlı, somut bir plan geliştirmediğini öne sürmektedirler. Gerçekten de politik ve ekonomik zemin onun etrafında değiştikçe doğaçlama mı yaptı, yoksa “Glasnost” ve “Perestroyka”, yani “Açıklık” ve “Yeniden Yapılanma” politikalarıyla yıkılmakta olan bir “sosyalist” devleti, tekrar başarılı bir sosyalist örnek haline mi getirmeye çalıştı? Bugün nasıl değerlendirilirse değerlendirilsin, sonuç ortada. Gorbaçov’un altı yıllık yönetimi bir devrin sonunu getirdi. Gorbaçov, politikalarıyla Sovyetler Birliği'ni yok ettiğini düşünen tutucuları sarstı ve ülkeyi kurtarmak için çok yavaş hareket ettiğinden korkan reformcuları dehşete düşürdü.

1991’e gelindiğinde tutucular, artık yeteri kadar güç toplayabildiler ve ağustos ayında kötü tasarlanmış bir darbe girişimiyle hem ondan hem de politikalarından kurtulmak için bir darbe gerçekleştirmek istediler. Başaramadılar. Ancak, aynı yılın sonunda reformcular onu iktidardan uzaklaştırabildiler… Böylece Gorbaçov'un yeniden inşa etmeyi umduğu sosyalist yönetim çöktü, Sovyetler Birliği dağıldı ve yeni bir Rusya Federasyonu ortaya çıktı.


İNSANLIĞA ÇOK BÜYÜK HİZMETLERİ OLDU

Bu açıdan bakılınca Gorbaçov’un büyük bir başarısızlık sergilediği anlaşılabilir. Halbuki, altı yıllık iktidarı boyunca Gorbaçov, yurt içi ve yurt dışında olağanüstü şeyler başardı. Bunların en büyüğü belki de iki süper güç arasındaki nükleer caydırıcı dehşet dengesini, dünya tarihinde eşi görülmeyecek büyüklükte bir uzlaşı ile ikame edebilmesiydi.

Belki de ısrarla vurgulanması gereken gerçek; Gorbaçov'un Sovyetler Birliği'ni ve sosyalist yönetimi sona erdirme, komünizmin Sovyet toplumu üzerindeki boğuculuğuna son verme amacı gütmemekteydi. Asıl niyeti bu değildi.


ADIM, ADIM DEMOKRASİ

Gerçekten de iktidara geldiğinde, orijinal Leninist ruhu canlandırabileceğini, planlı ekonomiye verimlilik getirebileceğini ve Sovyetler Birliği'nin 2000’li yıllara daha da güçlenmiş bir süper güç olarak girmesini sağlayabileceğini düşünen kararlı bir komünistti. Ancak reform sürecini uygulamaya başlayınca, komünizmin kendisinin sorunun kökeninde olduğunu görmeye başladı. İşte o noktada reformlara devam etme ve sonuçlarına aldırış etmeme kararıyla ülkesinde bir değişim fırtınası başlamasına sebep oldu. Nihayetinde Marksizm-Leninizm'i terk etti ve daha açık bir siyasi sistem lehine Komünist Parti'nin gücünü parçalamaya başladı. Liderlerin halka karşı sorumlu olması konusundaki ısrarı, Sovyet tarihindeki en özgür ve adil seçimlere yol açtı.

Soğuk Savaş’a barışçıl bir son verme, Avrupa’da değerler üzerinden “ortak bir ev” oluşturma gibi gününe ve daha önceki dönemlere göre her adımı büyük bir devrim sayılabilecek adımlar attı. Askeri üstünlük ısrarından vazgeçmesi bile tek başına bugün saygı duyulması gereken tarihi bir dönüm noktasıdır. Özellikle Vladimir Putin iktidarının yayılmacı ve güce dayalı politikaları, ortak değerleri otokratik yönetim uğruna katli, muhalifleri acımasızca yok etmesi, 1985-1991 döneminin Gorbaçov’unun ve uyguladığı politikaların insanlık tarihi açısından önemini sergilemektedir.


GORBAÇOV’UN HATASI: MİLLİYETCİLERİ DİKKATE ALMADI

Belki de Gorbaçov bir konuda ciddi hesap hatası yaptı. 1989 devrimi sırasında, eski zamanlı, sert çekirdekli komünist liderlerin yerini kendi kalıbındaki reform yanlısı figürlerle değil, anti-komünist milliyetçilerle değiştirdiğinde şaşkına döndü. Milliyetçiliği ve onun serbest bıraktığı siyasi güçleri küçümsemesi, nihayetinde hem Doğu Bloku'nun hem de Sovyetler Birliği'nin içe patlamasına, çökmesine neden oldu.

Yine de Doğu Almanya çökerken Prag Baharı'nda olduğu gibi Rus tanklarını görevlendirmedi. Bu açıdan eşsiz bir lider olarak tarihte yerini aldı.

Gorbaçov, dönemine damga vuran bir dünya lideri olabildi. Ölümü, bir devrin mezar taşı oldu.