Ücretsiz olacak başvurular başladı
Ücretsiz olacak başvurular başladı
Türk oyuncular Cannes'da
Türk oyuncular Cannes'da
Meryl Streep'in gözyaşları
Meryl Streep'in gözyaşları
Boşandı, daldan dala konuyor
Boşandı, daldan dala konuyor
123456789
Ücretsiz olacak başvurular başladı
Ücretsiz olacak başvurular başladı
Türk oyuncular Cannes'da
Türk oyuncular Cannes'da
Meryl Streep'in gözyaşları
Meryl Streep'in gözyaşları
Boşandı, daldan dala konuyor
Boşandı, daldan dala konuyor
123456789

“Başbağlar iç barışa saldırının doruğudur!"

AZE Haber Ajansı

ANKARA- AZE Medya Grubu Yayın Kurulu Başkanı gazeteci-yazar Mustafa Balbay, 29 yıl önce Erzincan’ın Kemaliye ilçesi Başbağlar köyünde 33 yurttaşımızın öldürülmesi olayını, “Türkiye’nin iç barışına yönelik saldırının doruğu” olarak tanımladı.

Balbay’a yönelttiğimiz “3 soru 3 yanıt” şöyle:

-Sayın Balbay siz 2 Temmuz 1993’teki Sivas Madımak yangını ile 3 gün sonra yaşanan Başbağlar katliamını, büyük bir ortak acı olarak değerlendirip bu yanıyla anılması ve soruşturulması gerektiğini vurguluyorsunuz. Neden?

BALBAY- Aslında 1993 yılını bir bütün olarak ele almak gerekir. O yıl 24 Ocak’ta Uğur Mumcu’nun katli ile başladı. Tüm Türkiye’yi sarsan bu olayın soruşturması sürerken, aradan daha bir ay geçmeden 17 Şubat’ta Jandarma Komutanı Orgeneral Eşref Bitlis’in uçağı havalandıktan birkaç dakika sonra düştü. Bitlis ve beraberindeki heyet yaşamını yitirdi. Terörle mücadelenin sürdüğü o günlerde terör örgütü ile yöre halkını birbirinden ayırmanın çabası da vardı. İşte o ortamda Elazığ-Bingöl karayolunda 33 silahsız er, terör örgütü PKK tarafından kurşuna dizilerek şehit edildi. İşte bu acıların üstüne 2 Temmuz’da Sivas’ı, 5 Temmuz’da Başbağlar’ı yaşadık.

-Toplumsal kesimler içindeki duyarlılıkları mı karşı karşıya getirmek istediler?

BALBAY- Düşünün Sivas’ta Pir Sultan Abdal şenlikleri yapılıyor. Bu amaçla kente gelen aydınların, sanatçıların, semah ekibinin bulunduğu otel ateşe veriliyor. Doğal olarak bu insanlarla aynı duyguları paylaşanların acısı daha da büyüyor. İşte bu olaydan 3 gün sonra terör örgütü PKK, Başbağlar köyüne akşam vakti baskın yapıyor. Akşam namazı için camiye gelenleri dışarı çıkarıyor. 33 insanımızı kurşuna diziyor. Bu ülkede akşam namazında camiden insanları çıkarıp katletmek tabii ki herkesi yaralayacaktır. Ama ardından camiyi de ateşe vermek çok daha büyük bir infiale neden olacaktır. Bu alçak kurguyu yapanlar bunu elbette çok iyi biliyordu. O nedenle ben Başbağlar’ı Türkiye’nin iç barışına yönelik saldırının doruğu olarak görüyorum.

-Eşref Bitlis olayının iç barışa yönelik bağlamı var mıydı?

BALBAY- Çok önemli bir noktaya parmak bastınız. Ben katledilmesinden bir süre önce Org. Bitlis’le Van merkezli bir bölge gezisine katılmıştım. Gezi dini bayrama denk geliyordu. Birkaç günlük gezinin son günü Van Orduevi’nde Bitlis’le gazeteciler sohbet ettik. Bitlis’in şu cümlesini anımsıyorum: "Halkı kazanmadan terörle mücadeleyi kazanamayız." Böyle bir insandı Bitlis. Bu düşüncesini ısrarla vurguluyordu.