'Ömer'in yönetmeni Karcı: İstanbul'daki camilere girmemiz yasaklandı
'Ömer'in yönetmeni Karcı: İstanbul'daki camilere girmemiz yasaklandı
Modanın en büyük gecesi Met Gala'da şıklık yarışı
Modanın en büyük gecesi Met Gala'da şıklık yarışı
58 bin 500 tutuklu ve hükümlü üretim yapıyor
58 bin 500 tutuklu ve hükümlü üretim yapıyor
Efsanenin çöküşü
Efsanenin çöküşü
123456789
'Ömer'in yönetmeni Karcı: İstanbul'daki camilere girmemiz yasaklandı
'Ömer'in yönetmeni Karcı: İstanbul'daki camilere girmemiz yasaklandı
Modanın en büyük gecesi Met Gala'da şıklık yarışı
Modanın en büyük gecesi Met Gala'da şıklık yarışı
58 bin 500 tutuklu ve hükümlü üretim yapıyor
58 bin 500 tutuklu ve hükümlü üretim yapıyor
Efsanenin çöküşü
Efsanenin çöküşü
123456789

“IN GOD WE TRUST ” MI "نثق في الله " MI? İŞTE BÜTÜN MESELE BU!

Teksas'ın kavurucu güneşi kafatasını ısıtınca beyninde gereksiz, anlamsız fikirler kaynamaya başlayan Teksas eyaletinin Cumhuriyetçi Senatörü Bryan Hughes'ın aklına süper bir fikir geliyor; Neden Teksas bayrağının yanında ‘In God We Trust’ (Tanrı'ya güveniyoruz) sloganı yazmasın ki?

Hughes, Teksas’ın, Amerika'nın ve Dünya'nın ihtiyacı olan, hayata anlam katacak, dünyayı güzelleştirecek bu dahiyane fikir için çalışmalara başlıyor...

Bir yasa çıkarılmasını sağlıyor.

Bayrağın posteri hazırlanıyor. İlkokul, lise veya yüksek öğrenim kurumlarından bu posterlerin hazırlanması için özel bağışların tahsis edilmesi öngörülürken eyalet sakinlerinden de bağışta bulunmaları ve poster satın almaları isteniyor.

Bu günlerde Teksas'ta tartışmalara neden olan benzer bir fikirle Timothy " Chaz " Stevens ortaya çıkıyor.

Kendisi bir sanatçı. Aynı zamanda siyasi aktivist. Florida'da yaşıyor. Ünlü biri. Ünü kilise ve devletin ayrılmasına yönelik çalışmalarından geliyor.

Stevens bu yasanın ve bu posterlerin ister inançlı ister inançsız olsun herkesi rahatsız edebileceği düşüncesini dile getirerek hem inanmayanları hem de Yahudi veya Hristiyan olmayanları kışkırttığını söylüyor.

Asıl bomba ise sonra geliyor. Stevens kanunda bu sloganın İngilizce olması gerektiğine dair bir ibarenin bulunmadığını söyleyerek bu sloganın Arapça versiyonunun da poster haline getirilmesi yönünde bağış kampanyası başlatıyor. Stevens “Bir sanatçı olarak Arapçanın güzel görüneceği düşüncesindeyim” diyor.


Tabi ortalık karışıyor.

Sadece Teksas’ta değil, tartışmalar dinin devletten ayrılmasını öngören anayasal ilke, din özgürlüğü ve din ile ilgili sloganların ateistlere de dayatılması ekseninde, diğer eyaletlere de sıçrayıverdi.

Aynı zamanda Amerika'nın çok çeşitli milletler ve dillerden oluşması nedeniyle Arapça, Çince ve İspanyolca gibi diğer dillerin değil, yalnızca İngilizcenin kullanılması üzerine de tartışmalar yaşanmasına neden oldu.

Din işleri devlet işlerine karışınca böyle oluyor işte.

Bir aktivist düşünce kuyusuna bir taş attı. Bakalım kaç akıllı bunu çıkarabilecek?



SU BAKANLIĞI

Dünya ile birlikte Türkiye'de su krizine doğru koşar adım ilerliyor.

Birleşmiş Milletler verileri dünyada bugün her 3 kişiden birinin güvenli içme suyuna erişiminin olmadığını söylüyor.

BM Dünya Su Gelişimi 2022 raporunda dünyadaki yeraltı sularının değersizleştirildiği, korunmadığı ve yanlış yönetildiği belirtiliyor.


Türkiye'nin yeraltı sularının yüzde 85'ini tahsis etmiş durumda. İçme ve sulama suyunun yüzde 50'si yer altı sularından kullanılıyor. (Tarıma tahsis edilen olan yüzde 65) Yer altı sularımız tehdit altında.

2040 yılına kadar su fakiri ülkeler arasına girebiliriz.

Peki halkımız bu sert gerçeğin farkında mı?

Yapılan araştırmalar gösteriyor ki halkımız acı gerçeğin farkında değil.

Durum son derece ciddi.

Bu yaşamsal sorun öncelenerek ivedilikle uygulanabilir çözümler üretmeliyiz.

Ben “Su Bakanlığı” kurulmasını elzem buluyorum.

Bakın Mısır, su ihtiyaçları ve iklim değişikliklerinin yaratacağı risklere karşı deniz suyunu tuzdan arındırma projelerini genişletiyor.

Dünya su için kanalizasyondan dahi temiz su elde edeceği projeler gerçekleştiriyor.

Pek çok radikal çözüm hayata geçiriliyor.

Bütün dünyayla birlikte bizim de daha fazla geç kalma lüksümüz yok.




PSİKOPATLAR, PSİKOPAT OLDUKLARINI ÖĞRENİNCE PSİKOPATLAŞIR MI?

James Fallon, ABD'li sinirbilimci.

Uzun yıllar psikopatlar üzerinde önemli çalışmalar yapmış ünlü isim.

2005 yılında Kaliforniya Üniversitesi'nde bunama ile ilgili bir çalışma yaparken kontrol grubunda kendisi ve ailesi de yer alıyor. Çalışma sırasında beyin görüntülerini incelerken bir dosyadaki görüntülerde psikopati belirtileri görüyor. Doğal olarak bu görüntülerin kime ait olduğunu öğrenmek istiyor.

Görüntüler kime ait çıkıyor peki?

Kendisine.

James Fallon tesadüfen kendisinin de bir psikopat olduğunu keşfediyor.

Hikâye derin...

Bunun kitabını da yazmış.

Fallon bunu öğrenince hayatında bir şey değişmiyor. Risk altında olduğunu ama hayatında kimseye zarar vermek istemediğini söylüyor.

Şimdi buraya şu soruyu bırakıyorum; Çevrenizdeki psikopatlar kimler?

Hemen aklınıza birkaç isim geliverdiğini düşünüyorum.

Trafikte, alışverişte, cadde de sokakta karşılaştıklarımız hariç tabi.

Pelin Batu 2013 yılında şöyle yazmıştı; “Psikopatlar. Her an, her yerdeler. Taze bir yazar olarak gün geçmiyor ki bana gelen maillerde ciddi kişilik bozuklukları ve psikopatik özellikler okuyorum. Popüler kültürde de psikopatlar her yerde. Bu hafta “7 Psikopat” diye bir film gösterimde. Kitapçılarda en çok satanlar arasında “psikopat tarihi”, “aramızdaki psikopatlar” tarzında kitaplar var. O yüzden bu hafta kitaplar aldım, hafta sonu psikopat meselesini irdeleyeyim dedim.”

Peki ama hep başkaları mı psikopat?

Şimdi buraya şu iç acıtıcı, tedirgin edici soruyu bırakıyorum; Hepimizin beyni incelense acaba kaçımız James Fallon gibi psikopat olduğunu keşfeder?