İlk kez stadyum konseri verecek
İlk kez stadyum konseri verecek
Kızılcık Şerbeti'nin Nilay'ı
Kızılcık Şerbeti'nin Nilay'ı
Haluk Levent'ten şaşırtan 'Eurovision' açıklaması
Haluk Levent'ten şaşırtan 'Eurovision' açıklaması
Volkan Demirel boşanma iddialarıa yanıt verdi
Volkan Demirel boşanma iddialarıa yanıt verdi
123456789
İlk kez stadyum konseri verecek
İlk kez stadyum konseri verecek
Kızılcık Şerbeti'nin Nilay'ı
Kızılcık Şerbeti'nin Nilay'ı
Haluk Levent'ten şaşırtan 'Eurovision' açıklaması
Haluk Levent'ten şaşırtan 'Eurovision' açıklaması
Volkan Demirel boşanma iddialarıa yanıt verdi
Volkan Demirel boşanma iddialarıa yanıt verdi
123456789

BM Zirvesi'nde Biden, Erdoğan'a neden teşekkür etmedi?

Amerika'da temaslarda bulunmak için Kraliçe II. Elizabeth'in Londra'daki cenaze törenine katılmayan Erdoğan, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu öncesinde Central Park'ta Amerikalılar ile bir araya geldi.

Cumhurbaşkanlığı tarafından yayınlanan bir videoda Erdoğan, maiyetiyle birlikte yerel halk ile sohbet ederken görüldü. Video, Twitter'da beş milyon kez izlendi.

Bir Amerikalı; Erdoğan'a, "Ukrayna ve NATO'ya katkılarınız nedeniyle size teşekkür etmek istedim" dedi. 

Erdoğan, ABD'li Senatör Chris Coons ile Türk Evi'nde bir araya geldi.

Bu arada; Rusya-Ukrayna politikaları nedeniyle bir çözülme sürecine giren ilişkiler, Dışişleri bürokratları tarafından onarılmaya çalışılıyordu.

Dışişleri bürokratlarının tek amacı Biden ile Erdoğan arasında Genel Kurul'da yüz yüze bir görüşme ayarlayabilmekti.

Biden ile Erdoğan'ın son görüşmesi, haziran ayındaki NATO Zirvesi'nin oturum arasında gerçekleşmişti.

Haziran ayındaki görüşme sonrasında; Erdoğan, İsveç ve Finlandiya'nın NATO ittifakına katılmasının önünü açan vetoyu kaldırmayı kabul etti. Türkiye'nin vetosunu kaldırmasının ardından Biden yönetimi, F-16 savaş uçağı satışı konusunda desteğini açıkladı.

Biden, 21 Eylül'de Birleşmiş Milletler kürsüsünde uzun bir konuşma yaptı.

Biden konuşmasında; “BM Genel Sekreteri’ne, Rusya’nın aylarca engellediği tahıl ihracatı için bir mekanizma kurulmasındaki liderliği için teşekkür ediyorum. Bunun uzatılmasını sağlamalıyız. Dünyanın beslenmesi gerektiğini düşünüyorum" diyerek Antonio Guterres'e teşekkürler etti.

Biden, "Bizler tarihin pasif tanıkları değiliz, bizler tarihin yazarlarıyız" sözleri ile konuşmasını bitirdi. 

Biden'ın anlaşmaya ev sahipliği yapan Türkiye ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın adını anmaması dikkatlerden kaçmadı.

Oysa ki, Türkiye ve BM'nin arabuluculuğu ile tahıl koridoru açılmıştı.

Milyonlarca tonluk Ukrayna tahılının ihracatının önünü açan gıda krizini çözen Erdoğan'a dünya övgüler yağdırmış, onu "tarih yazan liderler sınıfına" terfi ettirmişti.

Biden'ın konuşma sonrası kürsüden inerken yaptığı anlamsız hareketleri unutkanlık olarak yorumlandı. Biden gerçekten Erdoğan'a teşekkür etmeyi unutmuş muydu? 

Biden'ın; Erdoğan'a teşekkür etmemesi genel kurul arasında yüz yüze bir görüşmenin gerçekleşmeyeceği demekti. Basına yansıyan tek bir fotoğraf karesi her şeyi anlatıyordu. 

Erdoğan, Moskova ile Kiev arasındaki tahıl anlaşmasından sadece birkaç gün önce İsveç ve Finlandiya üzerinden NATO'nun genişleme planını suya düşürecek uyarısını tekrarlamıştı.

Küresel gıda krizini engellemedeki rolüne rağmen Biden'ın; Erdoğan'a teşekkür etmemesinin nedeni İsveç-Finlandiya meselesi olabilir miydi?

Erdoğan'ın NATO'nun düşmanı olan Şanghay İşbirliği Örgütü'ne katılma isteğini tekrarlaması, Amerika açısından Türkiye'nin ortak düşmana karşı iş birliği yapmak istemediği anlamına geliyordu.

NATO müttefiki olan Türkiye'den beklenen bu olamazdı.

Erdoğan New York'tayken, İş Bankası, Rus ödeme sistemi Mir'in kullanımını askıya aldığını açıkladı.

Bu açıklama, Moskova'nın mali yaptırımlardan kaçmasına yardım etmekle suçlanan kişi ve kuruluşları hedef alan ABD'nin yaptırım kararının ardından geldi.

Amerikan yönetimi; Putin'in, ambargoyu Türkiye üzerinden aştığını düşünüyor.

Amerika açısından, Türkiye'nin Rus S-400 hava savunma füze sistemi tedarikiyle ilgili endişeleri sıcaklığını korumaya devam ediyor.

Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi'nin Ermenistan'a yaptığı ziyaret ile ilgili olarak Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay'ın; Washington'a Pelosi'nin açıklamalarının ABD'nin resmi tutumunu yansıtıp yansıtmadığını netleştirmesi için yaptığı çağrı, BM Zirvesi'nde Biden'ın yaptığı konuşmadaki tavrı ile cevap buldu.

Geçen yıl Biden'ın, Ermeni olaylarını "soykırım" olarak tanımlaması Türkiye tarafından şiddetle kınanmıştı.

Türkiye-Yunanistan arasında yaşanan gerginlik, Adalar sorunu, Dedeağaç'taki Amerikan askeri yığınağı, Türk-Amerikan ilişkileri açısından çözüm bekleyen sorunların başında yer alıyor. 

Washington, Türkiye'nin ulusal güvenliği için tehdit olarak gördüğü Suriye'deki terör örgütlerine verdiği askeri destekle Ankara'yı kızdırmakta ısrarcı görünüyor.

Erdoğan'ın tahıl anlaşmasında tarih yazması, Biden için sorun olmaya devam mı ediyor?

Ukrayna-Rusya Savaşı ile yeni bir döneme giren Türk-Amerikan ilişkileri, özellikle son birkaç ayda sorunlar yumağına dönüşmüş durumda. 

Artık kimse pozitif bir gündemden bahsetmiyor, farklı arayışlar gündeme gelse de ilişkiler bir türlü rayına oturmuyor. Mevcut sorunların çözülememesi bir yana, her yeni gelişme iki ülke ilişkileri açısından ek sorunları biriktiriyor.

Biden, Erdoğan'ın adını anmayarak Fuat Oktay'ın sorusunun cevabını vermiş görünüyor. Amerika'nın resmi tutumunu netleştirmesi, gereken bir durumdur. Bu durum Türkiye'nin NATO-Şanghay arasındaki kafa karışıklığı için de aynıdır.

ABD, Türkiye’nin kendi kararlarını alan ve uygulayan, göreli özerk, çıkarları gerektirdiğinde ABD ile çatışmaktan çekinmeyen dış siyasetinden pek hoşlanmıyor.

Kendisini denge politikacısı olarak adlandıran Erdoğan, sadece ikili ilişkilerde yaşanan sorunlar üzerinden değil, Batı'nın savunduğu değerler sistemi ve NATO'nun kurumsal yapısına uygun politikalar izlemesi ile Ankara ile Washington arasındaki güven erozyonu giderebilir. 

Güven erozyonunun ortadan kalkması ile mevcut sorunlara yönelik çözüm iradesi ortaya çıkacaktır.

Diplomatların düğüm çözme yeteneği ve yaratıcılığı yalnızca çözüme yönelik ortaya konan irade ile anlamlı hale gelebilir.

İş Bankası ve Deniz Bank'ın; Mir ödeme sisteminden çekilmesi, alarm niteliğindedir. Sayın Cumhurbaşkanı durumun ciddiyetini anladığı için konuyla ilgili toplantı kararı aldı.

Türk-Amerikan ilişkilerinin geldiği nokta, sermaye üzerinde baskının arttığını gösteriyor.

Bu baskı sadece devletin kurumsal hafızasının devreye girmesi ve ortak akıl ile azaltılabilir. Sermaye güvensiz ortamdan kaçar. Sermaye kendini sadece hukuk devletinde güvende hisseder.

Türk-Amerikan ilişkileri açısından esas zorluk, yeni fikirlerin geliştirilmesi değil, eski düşünce yapısının terk edilmesidir.