Ahmet San'dan müzik dünyasıyla ilgili çarpıcı açıklamalar
Ahmet San'dan müzik dünyasıyla ilgili çarpıcı açıklamalar
Demet Evgar ve kızından set pozu
Demet Evgar ve kızından set pozu
Hasan Can Kaya'dan Cem Yılmaz açıklaması
Hasan Can Kaya'dan Cem Yılmaz açıklaması
Polisten uyuşturucu istedi
Polisten uyuşturucu istedi
123456789
Ahmet San'dan müzik dünyasıyla ilgili çarpıcı açıklamalar
Ahmet San'dan müzik dünyasıyla ilgili çarpıcı açıklamalar
Demet Evgar ve kızından set pozu
Demet Evgar ve kızından set pozu
Hasan Can Kaya'dan Cem Yılmaz açıklaması
Hasan Can Kaya'dan Cem Yılmaz açıklaması
Polisten uyuşturucu istedi
Polisten uyuşturucu istedi
123456789

Mısır'da kıyafet tartışmaları

Bu günlerde Mısır'da kıyafet tartışmaları yaşanıyor.

Bazı üniversitelerin yayınladığı “kıyafet yönetmeliği” ile başlayan tartışmalar devam ediyor.

Tartışmalar, İskenderiye Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dekanı Tarek Serour'un,  kızlar ve erkekler için kampüste yırtık kot pantolon, dar giysiler, dini kıyafetler de dahil olmak üzere “uygunsuz kıyafetleri” yasaklaması ile başladı. 

Tartışmanın içeriği ve konuya dair farklı argümanlara bakınca Mısır'ın neden Orta Doğu'nun lider ülkesi olduğunu bir defa daha anlıyorum.

Tamam, "Bu çağda üniversite öğrencilerinin kıyafetleri tartışma konusu mu olur?" denilebilir. Ancak nihayetinde "Orta Doğu ve demokrasi" kelimelerini cümle içinde rahatça kullanacağımız ülke de nihayetinde Mısır.





Konuya dönecek olursak...

Kıyafet yasakları erkek öğrencileri kapsasa da temel amaç, kampüste kız öğrencilere karşı cinsel tacizi azaltmak.

Bu argümanı haklı gösterecek bir veri de Birleşmiş Milletler (BM) Kadın Birimi'nin araştırmaları. Bu araştırmalardan birine baktığımda Mısır'da kadınların yüzde 99,3'ünün cinsel tacize uğradığını, yüzde 91,5'inin de istenmeyen fiziksel temas yaşadığını görüyorum. Bu araştırma, aynı zamanda “bir kadının görünüşü, davranışı veya giyim tarzı ne olursa olsun” taciz ve saldırıya uğradığını söylüyor.

Ayrıca BM kadın araştırmasında erkek katılımcıların yüzde 96,3'ü tacize bir kadının kışkırtıcı kıyafetlerini, yüzde 97,5'i davetkar davranışlarını ve yüzde 95,2'si de baştan çıkarıcı makyaj uygulamalarını gerekçe göstermiş.

Kısaca bu araştırma, Mısır'da kadına yönelik taciz olaylarını somut olarak ortaya koyuyor. 

Kıyafet yönetmeliğini savunan akademisyenler, bu yönetmeliğin özgürlükleri kısıtlayıcı olmadığını, üniversitenin saygınlığı için gerekli bir disiplin olduğunu ve bazı meslek gruplarındaki benzer düzenlemelere benzediğini söylüyorlar.

Yüksek Öğretim Bakanlığı ise öğrencilerin yanında pozisyon almış. Bakanlık yaptığı açıklamada, "Öğrencilerin ahlakına ve kampüslerine uygun kıyafet ve davranışları seçme yeteneklerine güveniyoruz" diyor.

Çok şık, incelikli ve değerli bir destek.

Tartışmaların en kritik konusu ise yönetmeliğin uygulayıcılarının, üniversite güvenlik birimleri olması. Yani öğrencilerin kıyafetlerine bakıp uygun olup olmadığına onların karar vermesi isteniyor.

Tüm bu olan biten içinde hoşumuza giden ya da gitmeyen şeyler elbette olacaktır.

Her şeye rağmen Mısır, konuşuyor... Mısır, tartışıyor...

Mısır, demokrasinin tadını aldı, gücünü anladı. Orta Doğu'nun lider ülkesi daha da güçleniyor.







Tek gördüğüm şey ölüm oldu 

Çocukluğumun dizisi “Uzay Yolu”ndaki “Atılgan" gemisinin yakışıklı, karizmatik, cesur ve zeki kaptanı “Kaptan Kirk” (William Shatner), geçen yıl Jeff Bezos’un Blue Origin roketiyle uzaya gidenler arasındaydı.

William Shatner, “Boldly Go: Reflections on a Life of Awe and Wonder” (Cesaretle Git: Korku ve Merakla Dolu Bir Yaşam Üzerine Düşünceler) adlı kitabında, uzay yolculuğunu da anlatmış.





Yaşadığı deneyime ait bilgece sözleri beni etkiledi: “Uzay seyahatimin bir kutlama gibi olması gerekiyordu ancak bunun yerine bir cenaze gibi hissettim. Evrenin gizemini seviyorum. Binlerce yıldır keşif ve hipotezlerle gelen soruları görüyorum. Ancak aksi yöne baktığımda, uzaya baktığımda, tek gördüğüm ölüm oldu. Düşündüğüm her şey yanlıştı. Görmeyi beklediğim her şey yanlıştı. Güzelliğin orada değil, burada hepimizle birlikte olduğunu anladım. Bu deneyimi geride bırakmak küçük gezegenimizle ilişkimi daha derinleştirdi.”

Üzerinde düşünmeye değer sözler değil mi?







Bakalım kim bu?

Bir siyaset ustası,

Sadece Türkiye için değil, Orta Doğu’nun temel sorunlarının demokratik çözümü için gerçekten önemli, gerçekçi çözüm önerileri sunmuş biri,

Hem toplumsal barışa hem de demokratikleşmeye çok katkısı olacak biri,

Radikal demokrasiye dair daha stratejik bir yaklaşımı olacak bir isim,

Ciddi bir barış ve demokratikleşme gücü olan biri.

Bahsi geçen kişi Abdullah Öcalan

Selahattin Demirtaş “gazetecilerin” sorularına cevaplarken Öcalan'ı böyle tanımlamış.

“Başkan Apo'nun heykelini dikeceğiz” sözünün gerekçelerini açıklamış bir anlamda.







Enteresan sınav soruları 

148 kişinin işe alındığı sınavda, adaylara sorulan sorulardan bazıları şöyle:

İş arkadaşlarının cinsiyeti, milliyeti, dini inancı ve o inancı yaşayış şekli hangi noktada iş ortamı için ve senin için kabul edilir olmaktan çıkar?

İş ortamında dini inancı gereği ibadetini yerine getirmek isteyen bir kişi, senin için çalışma süresinden kaçıp işleri aksattığı anlamına gelir mi? Neden?

Milli ve dini değerleri yüzünden birbiriyle tartışan iş arkadaşlarına sen nasıl müdahale edersin?

Toplumdaki kutuplaşmanın iş hayatına etkisi nedir? Bu kutuplaşma sence neden oluyor?

Ben de kendi sorularımı ekleyeyim:

Acaba bu soruların cevaplarına göre personel alımı yapan “iş yeri” neresi olabilir?

Bu sorular ile murat edilen nedir?

Daha bir kaç soru daha yazacaktım ama vazgeçtim.

Bu soruları sorarak işe alım yapan yer, en azından bir üniversite olmamalı diye düşünüyorum.