Erkan Yolaç'ın cenaze programı belli oldu
Erkan Yolaç'ın cenaze programı belli oldu
Ünlü isimlere Gazze tepkisi
Ünlü isimlere Gazze tepkisi
Evgeny Grinko'dan 'Uzun İnce Bir Yoldayım'a yeni yorum
Evgeny Grinko'dan 'Uzun İnce Bir Yoldayım'a yeni yorum
Ücretsiz olacak başvurular başladı
Ücretsiz olacak başvurular başladı
123456789
Erkan Yolaç'ın cenaze programı belli oldu
Erkan Yolaç'ın cenaze programı belli oldu
Ünlü isimlere Gazze tepkisi
Ünlü isimlere Gazze tepkisi
Evgeny Grinko'dan 'Uzun İnce Bir Yoldayım'a yeni yorum
Evgeny Grinko'dan 'Uzun İnce Bir Yoldayım'a yeni yorum
Ücretsiz olacak başvurular başladı
Ücretsiz olacak başvurular başladı
123456789

Velayet-i Fakih, İnancının Gereğini Yapıyor

"Hz. Mehdi’nin gaybeti zamanında İran İslam Cum­huriyeti’nde velayet-i emr ve imamet-i ümmet; adil, takva sahibi, zamanın icaplarını bilen, gözü pek, becerikli, tedbirli ve halk çoğunluğunun önder bilip kabul ettiği bir fakihin uhdesindedir. Hiçbir fakih bu çoğunluğu elde edemediği tak­dirde önder veya yukarıdaki şartları haiz fakihlerden meydana gelen rehberlik şurası, yüz yedinci maddeye uy­gun olarak onu üstlenir."

Yukarıdaki ifade İran Anayasası'nın 5. maddesine ait.

Şunu anlatmaktadır:

Şii inancına göre ancak Hz. Ali'nin soyundan gelen imamlar siyasi otorite sahibi olabilir.

Ancak 12. İmam olan Hz. Mehdi kaybolunca ya da Şii inancına göre gaybet edince yani gizlenince işler karışır.

Şiiler bir gün, kaybolan imamları Hz. Mehdi'nin çıkıp geleceğine inanırlar.

Hz. Mehdi'nin olmadığı dönemde alınan kararları, gasıp yani hakkı olanın elinden zorla alınmış, hak edilmemiş yetki ile verilmiş kararlar olarak gördüler. Çok uzun yıllar, yüzyıllar boyunca...

Ta ki 1970 yılına kadar.

1970 yılında Ayetullah Humeyni, Şii inanç pratiğinde devrimsel bir fikri ortaya attı; imamların manevi varisleri din alimleriydi ve siyasal otorite de onlarda olmalıydı.

Öyle de oldu...

Bugün İran'da yaşanan olaylarda isyancılar, eylemciler sadece İran yasalarına, İran Anayası'na karşı suç işlemiyorlar. İşledikleri suç aynı zamanda bir günah.

Onlar aynı zamanda Hz. Ali'ye, onun soyundan gelen imamlar ve Kur'an'a da "düşmanlık" ediyorlar: "Ey iman edenler! Allah’a itaat edin, Peygamber’e itaat edin ve içinizden kendilerine yetki verdiğiniz yöneticilere de itaat edin. (Nisa/59)"




İran yaşanan olayları sadece siyasi otoritenin aşırılığı hatta zulmü diye adlandırmak eksik ve yanıltıcı olur. Şii fıkhı bilinmeden İran'ı anlayamaz ve olası gelişmeleri okuyamayız. Gerçekçi, tutarlı öngörüde bulunamayız.

Velayet-i Fakih de bilinmesi gerekenlerin ilkidir.







Ses kaydı

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye’deki metamfetamin salgınına dikkat çekip iktidarı eleştirince İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "ses kaydı" imasında bulundu: “Partilisini büyükelçilere gönderdi, Altılı Masa'nın ortaya koyduğu deklarasyonu redakte ettirdi. Yarın öbür gün bunun ses kaydı çıkarsa, bir vatansever bu ses kaydını mahkemeye gönderirse ne olur? Bu sorunun cevabını verin.”

Peki Sayın Soylu, öyle bir ses kaydı çıkar da Kılıçdaroğlu da “Bunlar montaj. Malum FETÖ kumpasları” derse, o zaman ne olur ? Hafızlara “sözde vatanseverler”in hazırladığı ses kayıtları gelmez mi?

Siyaseti, illegal yöntemler ve düzenlemelerle dizayn etme çabaları akamete uğramamış mıydı?

Sorular çoğalıverir.







İddia

İddia şu; CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun adaylık konusunda kararlı olduğunu düşünen eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, İYİ Partili isimler üzerinden Akşener'e, CHP Lideri'ni adaylıktan vazgeçirmesi için baskı yapıyormuş.





Eğer İYİ Parti'de birileri eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün elçiliğini, taşeronluğunu yapma gayretkeşliğini göstermişlerse bu onlar için siyasetin sonu demektir.

Benden söylemesi.







Ne kadar da haklıymış 


Günlerdir bu sözü aklıma gelip duruyor.




Ne kadar da haklıymış diyorum.